Ahlak en büyük erdemdir derler. Toplumumuzda da ahlaksız insan sevilmez. Lakin ahlak kime göre ve neye göre belirlenir? Mini etek giyen bir kadını ahlaksız diye nitelendirirlerken ona bakan adam ahlaksız olmaz. Çünkü “kadın açarsa, erkek bakar”. Bu klasik halk ahlak yobazlığını ele alalım. Kim ne kadar ahlak bekçiliği yaparsa o kadar ahlaksızdır” diye bir laf vardır. Başkalarının günahlarına, sevaplarına, ahlakına bu kadar dahil olan insanların “ahlak bekçiliği” yapmalarına neden kimse ses çıkarmamakta bu kadar ısrarcı. Ahlakın toplum üzerinde oluşturduğu önyargı ve herkesin kendine göre bir ahlak anlayışı oluşu, kendilerine göre haklı yapıyor insanları. Ahlak insanlarla ilgilidir ve farklı toplumlar ahlakı farklı şekilde anlayabilir. Ait olduğunuz meslek grubunun kendine has bir etiği vardır. Belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra toplumun bize öğrettiği ahlaki değerleri sorgulayabilir ve benimsemeyebiliriz. Kendi ahlaki kurallarımızı kendimiz koyabiliriz. Dolayısıyla ahlak bir bakıma kişiseldir.
Kişinin kendi özgürlüğüne değer vermesi, özgürlüğün genel olarak değerli görülüp görülmemesine ve bu durumda diğer insanların özgürlüklerinin de değerli görülüp görülmemesine bağlıdır. Bu nedenle özgür bireyler başkalarının ahlaki bakış açılarını dikkate almalıdır.
Ahlak insanların toplum içindeki davranışlarını ve birbiriyle ilişkilerini düzenlemek maksadıyla başvurulan kaidelerin bütünüdür. İnsanlar arası sosyal sorumluluğu ele alan, iyi ve güzel davranışların sosyal hayata yansıması için idealist yönlendirmeleri gerekli gören, sosyal adalet, kardeşlik, insanlık, iyilik gibi değerlerin-ilkelerin gözetilmesini ve onun icaplarının yerine getirilmesini savunan, insana yaraşan iyiliğin ve güzelliğin bizzat onun eliyle gerçekleşmesini isteyen, ahlâkı genellikle sosyal ve normatif yüzü ile değerlendiren, ahlâkın bütün derinliği ile sosyal hayatta ve sosyal siyasette hâkim olmasını hedefleyen, konusu ve sonuçları bakımından geniş ölçüde sosyal bir disiplindir.