“Bayram gelir ellere
Sevgi verir dillere
Ver elini öpeyim
Elin girsin cebine”
Mesajların haddi hesabı olmayacak o zamana geldik yine. Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı.
Önümüzdeki Cumartesi günü arife; Pazar günü de bayramın birinci günü.
**
Çocukluğumuzun bayramlarından, “Ah, nerede o eski bayramlar?” diye hatırladığımız bayramlara geçiş yaptık.
Herkeste bir koşturmaca; kimileri tatil, kimileri bayram hazırlığı yapıyor. Telaş almış başını gidiyor.
Bayram denilince hepimiz çocukluğumuza dönüyoruz. Aile büyükleri ziyaret ettiğinde, insanlar büyük masa etrafında toplanıp yemek yediklerinde, çocuklar el öpüp ellerinde lokum ve harçlık topladıklarında akla mutluluk ve neşe dolu zamanlar gelir.
**
Kurban Bayramı denince özellikle Antep halkında “MANGAL” havası başlıyor. Her hafta Alleben Göletinde, bağlarda yapılan mangal keyifleri yetmiyor onlara. Bayram ayrıca bir şölen gibi geliyor Antep halkına.
Hazret-i İbrahim’den bu yana devam eden kurban uygulaması, bizi Allah’a yakınlaştıran ibadetlerden biridir.
Kurbanlığın anlamı sadece bir hayvanın bayramlarda kesilmesi değildir. Tam tersine fedakârlık; Allah'a olan bağlılığın, itaatin ve teslimiyetin göstergesidir. Gerektiğinde insanı, canını ve çocuklarını Allah yolunda feda etmenin sembolik işaretleridir.
**
Kurban; İnsanlara Allah rızası için paylaşma ve ihtiyaç sahiplerine yardım etme alışkanlığı kazandırır. Müminleri inatçı olmaktan ve dünya malına bağımlı olmaktan kurtarır. Binlerce kilometre uzaktaki kardeşleri, komşuları, dostları ve Müslümanları kardeşlik hikmeti ile birleştirir.
Kurban, inançları ne olursa olsun, dünyadaki tüm ihtiyaç sahiplerine yardım etmek demektir. Mazlumlara mutluluk ve neşe getirmek içindir.
Ben de bu duygularla herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyorum.
Bayramınız mutlu ve huzurlu geçsin.
Bayramdan sonra görüşmek üzere…