Türkiye 1 haftadır nasıl Ekrem İmamoğlu'nu konuşuyorsa, Gaziantep'de o günden bu yana Umut Yılmaz'ı konuşuyor.
İstanbul operasyonun başlaması ile birlikte Umut Yılmaz'ın önce sessizliğe bürünmesi, ardından da kayıplara karışması ve halen ortaya çıkmaması, içeride yaşanan savaşın aslında ne denli büyük olduğunu gösteriyor
Biz aylardır Şehitkamil'de içten içe çok büyük savaş var diye yazarken, "Abartıyorsun" diyenler, bugün ne derece haklı olduğumuzu anlıyor. Aslında içinde bulunduğu durumu Umut Yılmaz hepimizden daha iyi biliyordu.
Hem Meclis'teki kavgalar ve tartışmalar, hem de Erol Kürdülü'nün ifadeleri, kendisini ciddi şekilde sıkıntıya sokmuştu.
Mart ayı ikinci Meclis Toplantısı sonrası 20 dakikalık baş başa görüşmemizin ardından, odadan çıkarken karşılaştığımız manzara ve nahoş olay sonrası Umut Yılmaz'a, "Bu meclisle işin zor, Allah yardımcın olsun" demiştim. Kendisi de "Ne yapacağımı bilemiyorum" cevabını vermişti. 3 gün sonra beni arayıp, "Senin dediğinin aynısını 4-5 kişi daha söyledi. Çıkmazdayım" sözü, aslında bugün yaşananların habercisiymiş de, ben anlamamışım...
Belli ki, Umut Yılmaz ta o günlerde girdiği girdaptan çıkış yolu aramaya başlamış, belki de parti değiştirmeyi kafasına o günlerde koymuş...
Bu noktaya nasıl gelindi, niye gelindi tartışmaya da, yazmaya da gerek yok. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Umut Yılmaz'ın Ak Parti ile görüşmesindeki detayları kamuoyuna duyuran gazeteci olarak, son bir haftada yaşananlara ve bundan sonrasına odaklanmak gerektiğini düşünüyorum.
Umut Yılmaz'ın Ak Parti'ye katılmak istediğini bilmeyen yok. Kendisini ikna için giden CHP'li Meclis üyelerine kararını zaten net olarak açıklıyor. Neden geçmek istediğini tek tek anlatıyor. Kendisiyle ilgili CHP'li Meclis üyelerinin savcılığa bilgi ve belge vermelerinden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Yaşadığı hukuki süreci de anlatarak, kendisini ikna için gelen meclis üyelerini, kendisi ikna edip gönderiyor. En son CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen'in de açıkladığı gibi, "İl Başkan'ımız bana Ak Parti'ye geçtiğini söyledi" sözü ortada. Buna rağmen katılım neden uzadı, bu konuda yaşananları yazmak gerekiyor.
Umut Yılmaz'ın Ak Parti ile Süleyman Soylu üzerinden bağlantı kurduğu biliniyor. Soylu, Umut Yılmaz'ı Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Demir'e yönlendiriyor, aracılar vasıtasıyla yapılan görüşmelerde büyük mesafe kat ediliyor. İlk temasta Umut Yılmaz'ın beraberinde 5 Meclis üyesi ile birlikte katılımı kabul ediliyor. Ancak, Ak Partili bazı Gaziantep Milletvekilleri ve Belediye Başkan'larının Umut Yılmaz ile ilgili devam eden hukuki sürecin kendilerine zarar verebileceği yönündeki uyarısı sonrası, beklemeye geçiliyor.
Tabi, "Mümkün değil, böyle bir görüşme yok" diyenler de oldu. Gün ve mekan vereyim.
Perşembe günkü Ak Parti Genel merkezinde eski milletvekillerine verilen iftarda, Mustafa Demir ile eski Gaziantep milletvekili arasında kısa bir görüşme oluyor. Gaziantepli vekil, "Umut Yılmaz hayırlı olsun" deyince, Mustafa Demir, "Böyle bir teklif geldi ama, hukuki durumundan dolayı kararsızız, inceliyoruz" yanıtını veriyor. O kararsızlığın nedeni, hem hukuki durum, hem de yerelden giden bazı uyarılar...
O günden sonra kendisine gelecek cevabı bekleyen Umut Yılmaz, süreç uzayınca tamamen kayıplara karışıyor. İlk görüşmenin üzerinden 5 gün geçmesine ve halen bir yanıt gelmemesine bakarsak, Ak Parti katılıma çok sıcak bakmıyor. Bu demek değil ki, ipler tamamen koptu. Elbette, her şey olabilir.
Genel beklenti, pazartesi günü ile birlikte yeniden mesaisine başlayacak olan Umut Yılmaz'ın, kararını açıklayacağı yönünde. Herkesin merakı, o karar ne olacak?
Ak Parti kabul ederse zaten sorun yok, katılacak... Ama kabul etmez ise farklı senaryolar konuşuluyor. CHP'de devam etmek, bağımsız olmak gibi. Ak Parti'de kabul görmeyen bir Başkana, CHP nasıl bakacak onu da bilemiyoruz... Kaldı ki, CHP'nin içinden gelen haberler sert ve katı...
Kısaca, Umut Yılmaz için tam bir kaos ortamı var. Kendisi bunları yaşarken, biz de çok bilinmeyenli denklemin sonucunu merak ediyoruz. Devam eden hukuki süreç, CHP'de kalmak, Ak Parti tarafından kabul edilmek veya farklı seçenekler. Bir kaç güne hepsi netleşir...
Bildiğimiz şu, kararı veya partisi ne olursa olsun, Umut Yılmaz için artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Hele Ersin Atar'ın tutuklanmasından sonra...