1966 yılları Gaziantep'de o yıl yoğun bir kar yağdı. Rahmetli Mithad Amcan yanında iki doktor arkadaşıyla gece yarısı bize geldiler.
İki odamız vardı şimdiki gibi yataklar yoktu.
Misafirlerimiz arabalarıyla yolda kalıp bize gelmişlerdi. Tüm aile uyandık. Herkesin yüzünde mutluluk vardı.
Hemen yer yatakları odanın kenarlara şimdiki şark evleri şekline getirildi.
Misafir ağırlandı, rahat etmeleri sağlandı.
Gece yarısı Anam rahmetli ev ekmeği suladı.
O zaman mutfak diye bir şeyimiz yok kış günü iki oda arsında bir livan denen ince koridor.
Burada kışlık patlıcan biber kapak kaynatılıp ıslanıp dolma yapıldı çorbası çayı sırası ile misafire sunuldu.
Hepimiz sabah olmuş gibi uyandık. Herkes mutlu evimize misafir gelmiş di.
Babam misafirleri sıkılmamaları için geldikleri için mutlu olduğunu ifade ediyordu.
Sonra yıllar geç di.
Yıl 1974 mayıs ayı Burdur'da askerdim dağıtım Oldum Adana'ya geldim Amcan ve iki doktorla karşılaştım Amcam beni arkadaşlarına tanıştırırken o gün kü olayı hatırlattı (evinde dolma yediğimiz Abi min oğlu) dedi
Misafirlerimiz şunu söylediler.
Git Gaziantep'e anan bize o dolmadan yapsın al gel.
Burada anlatmak istediğim o dönem her evde misafir sevinçle karşılanırdı şimdi daha çok imkanlarımız var ama gece yarısı eve misafir gelirse neler olur.
Bazı yorumları duyar gibi oluyorum.
Hala Anadolu muzda yürekli insanlarımız var.
Emekli olmazdan önce Cemali oğlumu Trabzon'a okula kayıt için gittiğimizde oradaki meslektaşım Evimde yatak yoksa sabaha kadar otururuz ama seni otele göndermem demiş di.
Malatya' da Hatay'da aynı sevgilerle karşılaştım.
Birbirimize zaman ayıralım.
Kimse bu dünyanın peşinden yetişmez kimse bu dünyanın işini bitiremez.