Gazel’in sözcük olarak çeşitli anlamları vardır.
Gazel deyince aklımıza genellikle edebiyatımızda bir yazı türü, Türk sanat müziğinde bir makam gelir.
Oysa Gazianteplinin hayatında gazelin çok daha farklı bir yeri ve anlamı vardır.
Bizim kastettiğimiz Gazel; Karacaoğlan’ın bir şiirinde söz ettiği;
“Coşkun sular gibi akıp durulma/Kuru gazel gibi esip savrulma” dediği…
Sonbaharda ağaçlardan yere düşen, tam veya yarı sararmış yapraklardır.
Çevremizde zaman zaman ; gazel, gazel zamanı, gazel depelemek, gazel suyu gibi çeşitli ifadelere rastlarız.
Sonbaharda sararan ve yere düşen ağaç yapraklarına “gazel” diyoruz.
“Gazel zamanı” ise sonbaharda ağaçların yapraklarını dökme zamanıdır.
“Gazel depelemek “ise özellikle ağaçlık alanlarda dökülen sararmış yapraklar üzerinde gezinmektir.
Bir de “Gazel suyu” deyimi vardır ki bu da; Sonbaharda ekim kasım aylarında; dere, çay gibi bu sular boyunca dikili ağaçlardan suya düşen ve bu su kollarıyla birlikte sürüklenip gelen sararmış yapraklarla birlikte akan suya “gazel suyu” denir.
Gazel depelemenin Gazianteplinin hayatında önemli bir yeri vardır.
Gaziantepli sonbahar gelip yapraklar gazel olup yere düşmeye başladığında bu anı kaçırmak istemez. Sararmış yapraklar üzerinde gezinirken ayaklarının altında hışırdıyan yaprakların sesini dinlemek ona farklı bir âleme götürür.
Bu durum tabiatla kucaklaşmak, bahara, yaza veda merasimi, mistik bir ritüeli yerine getirmek gibidir.
Gazel tepelemek bizim için hayal ve hisler âlemine yoluculuk yapmak gibidir. Genellikle de insanları hüzünlendirir. Ama Antepli bu hüzünlü havada bile kendisine neşelenecek bir nokta bulur, gazel depelemeyi sahreye dönüştürür.
Gaziantep sosyal ve kültürel hayatı içinde önemli bir yer tutan gazel depelemek nereden geliyor? Ne zaman ortaya çıkmıştır? Bunu bilemiyoruz.
Ancak Gazianteplinin de yüzyıllar boyunca bu geleneği sürdürdüğünü bugün de yaşattığını görüyoruz.
Bu tesadüf olabilir mi? Hayır!
O halde gazel depeleme nereden çıkmıştır?
Sosyal hayatta nasıl kabul görmüş, bugüne ulaşmıştır?
Bu sorulara en makul ve mantıklı cevabı kendi kültür dağarcığımızdan verebileceğimize inanıyorum.
Türklerde Ağacın, mevsimden mevsime kendini yenilemesi; Ağaçların yeşillenmesi, meyve vermesi, sonbaharda yaprak dökmesi, kuruması, ölümün ve dirilişin bir sem bolü olarak görülmüş, kutsal addedilmiş, dinsel özlü törenlerde kullanılmıştır. Türk sosyal ve kültürel hayatında derin izler bırakmıştır
Bizim kültürümüzde ağaç efsane ve masallardan ayrı olarak hayatla bir paralellik kurulurken mistik bir takım anlamlar yüklenmiş, hayatın pek çok alanında ağaçla ilgili uygulamaları ortaya konmuştur.
Başka bir ifadeyle, Türkler ağacın tabiatta oluşumu ile kendi hayatının tabii seyri arasında bir benzerlik olduğunu keşfetmiş ve yaşadığı her coğrafyada kutlu mekânlarla ağaçlar arasında münasebet kurmuştur.
Türk dünyasında ve özellikle “ Sibirya toplulukları orman ruhunu “aksaçlı “ kocaman bir ihtiyar olarak tasavvur ederler.”
Aksakallıya hürmet etmek saygı duymak bizim kültürümüzün önemli bir özelliğidir.
Ayrıca, Eski Türklerde [Köktürkler] defin merasimini yapmak için yaprak dökümünün veya ağaçların yapraklanması beklenir.
Buradan hareketle Gaziantep’te gazel tepelemek eski Türklerdeki bir takım dinsel törenlerin; zaman mekân içinde değişerek bugüne ulaşmış hali olabilir.
Gazel depelemek özü itibarıyla doğayla buluşmaktır. Ayaklar altında ezilen sararmış yaprakların hışırtısı, esen hafif rüzgâr, ıslak serinlik, dallar arasından göz kırpan güneşin pırıltısının raks etmesi ayrı bir haz verir insanlara.
Biz bugün gazel depelerken, farkında olmadan dinsel bir ritüeli, farklı bir biçimde yaşatıyor olabiliriz.
Sonuç olarak Gazel depeleme; ağacın kutsal sayıldığı, sevgi ve saygı gördüğü, özellikle kam /şamanlık dönemi inanç sisteminde oldukça önemli bir rol üstlendiği, tam ve kesin olarak tespit edilememekle beraber ağaç etrafında teşekkül etmiş Türk kültür ve inanç sistemlerinin en eski çağlarından günümüze yansıması olabilir.
Aslında farkında olmadan biz bugün Gazel depelerken yeşilden sarıya dönen doğanın mistik atmosferinde, Ağaca ve onun kutsiyetine saygı gösterirken, folklorik ve kültürel bir unsurunu yaşatmaktayız.
Gazel depeleme bugün ağaca, doğaya olan saygımızın, sosyal hayatta birlikte yaşama ve paylaşma arzumuzun farklı bir tezahürüdür.
Bu itibarla, Türk kültüründeki ağaç ve orman sevgisinin, batı menşeli çevreci çıkışlardan ziyade, binlerce yıllık geçmişi olan, müşterek bilinçaltımızın tezahürü olan gazel tepelemek milli kültürü yaşatmak adına ayrı bir önem arz etmektedir.