Son günlerde dünya, kalplerimizi acıyla dolduran trajik olaylarla sarsıldı. Müslümanlar ölürken, sadece diğer Müslümanların gözyaşlarına terk edilmiş gibi duruyorlar. Avrupalı liderler ise göstermelik açıklamalarla durumu idare etmeye çalışıyorlar. Ancak gerçek, bu acıların hiçbir dilin tarif edemediği bir boyutta olduğunu ortaya koyuyor.
Günümüzde yaşanan zulüm ve acılar, küçücük çocukların bile masumiyetlerine sığınarak umutlarını yitirdiği bir dünya tablosu sunuyor. Gözlerimizi yumduğumuzda, üzgün
Müslümanlar arasındaki dayanışma, özellikle açı anlarda güçlenmeli ve kardeşlik bağlarını sıkılaştırmalıdır. Ancak sadece Müslümanların acılarına odaklanmak, insanlığın ortak vícdanını ihmal etmek anlamına gelir. İnsanlık, ortak bir sorumluluk altında birleşmeli ve zulme uğrayan masumları korumak için bir araya gelmelidir.
Avrupalı liderlerin göstermelik açıklamaları, insanlık dramı karşısında duyarsızlığın bir yansıması gibi görünüyor. Sözde duyarlılık, somut adımlar ve etkili politikalar olmadan sadece boş bir gösterişten ibarettir. Bu trajediler karşısında sessiz kalmak, insan haklarına duyulan saygının da bir yönüyle kaybedilmesi anlamına gelir.
Küçücük çocukların yaşadığı acılar, tüm dünyanın bir aynasını tutuyor. Bu acıları durdurmak için birlik olmalı, insan haklarına saygı göstermeli ve zalimliğe karşı durmalıyız. Unutmamalıyız ki insanlık, sadece aynı topraklarda yaşayanlar arasında değil, tüm dünyada birbirine bağlıdır. İnsanlığın yaralarını sarmak için bir araya gelmeli, açılara ortak olmalı ve birlikte çözümler üretmelidir.