Dünya genelinde her yıl 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar günü ve 5 Aralık'ta kutlanan Kadın Hakları Günü, kadınların tarihsel mücadeleleri ve kazanımları anısına bir gün olarak kabul edilir. Ancak, maalesef günümüzde hala birçok kadın, toplum içinde maruz kaldığı şiddetle mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durumu sadece özel günlerde sosyal medyada paylaşılan göstermelik mesajlarla ele almak, sorunun özüne inmekten uzaktır.
Her geçen gün, şiddetin bir diğer kadını hedef aldığı haberleriyle karşılaşıyoruz. Toplumun her katmanında, kadınlar cinsiyet temelli şiddete maruz kalmaktadır. Bu noktada, sadece kutlama mesajları yayınlamak yerine gerçek çözümler üretmek, toplum olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek adına önemlidir.
Öncelikle, eğitim ve farkındalık çalışmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Toplumda cinsiyet eşitsizliği ve şiddet konularında bilinç oluşturacak eğitim programları, okullardan başlayarak her yaş grubuna yönelik olarak uygulanmalıdır. Bu eğitimler, çocukları ve gençleri cinsiyetçi tutum ve davranışlardan uzaklaştırmaya yönelik önemli bir adım olacaktır.
Ayrıca, şiddet mağduru kadınların desteklenmesi ve korunması için hukuki mekanizmaların güçlendirilmesi gerekmektedir. Şiddetin toplumda kabul edilemez bir davranış olduğu konusunda net mesajlar verilmeli, suçlular caydırıcı cezalarla karşılaşmalıdır. Kadınların şiddetle mücadelede güvende hissetmeleri için etkili bir hukuki altyapı oluşturulmalıdır.
Ayrıca, kamuoyu ve medya kuruluşları da bu mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Toplumun bilinçlenmesi için medyanın, gerçek hikayeleri ve başarı öykülerini daha fazla ön plana çıkarması, kadın hakları konusunda toplumsal bir değişim sağlayabilir.
Kadın hakları ve şiddete karşı mücadelede göstermelik değil, somut adımlar atmak hepimizin sorumluluğundadır. Sadece özel günlerde değil, her gün kadınların hakları için mücadele etmeli, toplumsal bilinçlenmeyi artırmalı ve gerçek çözümler üretmeliyiz. Unutmayalım ki, gerçek değişim ancak kalıcı ve kapsamlı çözümlerle mümkün olacaktır.