• Aloo…! Eyi aaşamlar canım…
    -Eyi akşamalar!
    -Emine hanımla mı görüşiim ?
    -Evet!… Buyrun ben Emine?
  • Emine hanım !…Ben telefonuuzu birinden aldım da, bir acı kahvenizi içmeye gelicik…Bu arada evleneme çağında kızıız varmış?
    -Evet var!
    -Ee…! Ziyaretiize gelmeyi düşünük de ne zaman müsait olursuuz acaba?
    -Kimsiiz han’ fendi?
  • Acı onu gelince söylesek olmaz mı?
    -Telefonumuzu size kim verdi?
    -Onu da söylemeyim acı ne var! “…
    Denir ve bir şekilde konuşma sürer.
    Bu konuşma olağan bir girizgâhtır. Kadınlar bu duruma öylesine aşina olmuşlardır ki hiçbir kız anası böyle bir görüşme isteğini ayıplamaz.
    Gelinlik çağına gelmiş bazı kızlar; “bu ne gereksiz adet?” diye eleştirse de, kız evi için ne kadar çok talipli çıkarsa, o kadar gurur verici bir durum olarak değerlendirilir.
    Genç kızlar evlenip çoluk çocuğa karıştıktan yıllar sonra, yeri düşünce; “beni ne doktorlar ne avukatlar ne mühendisler istedi !“diye gururla ifade ederken ; kaynanaya, görümceye, eltiye veya kocasına hava atar, laf vururlar.
    Kız evi çoğu kez oğlan evinin; “kızınıza bakıcık” talebine; “buyurun gelin beklerik” derken…
    Bazıları da ; “bizim kız henüz okuyor… Sınava hazırlanıyor. Babası evlendirmeyi düşünmüyor anam!” ” deyip kibarca geri çevirirler.
    Kız evince kızınıza bakmak istiyoruz talebi kabul görürse eğer, Kızın evine gitme günü geldiğinde ilk buluşmaya görücü çetesi gider.
    Gaziantep’te kız seçmede ve beğenmede en göze çarpan ekip; “görücü” çetesidir. Görücü çetesinde; oğlanın anası, oğlanın bacısı, teyzesi, yengesi, halası, yakın konu komşular yer alabilirler. Bunlar evlenme çağına gelmiş erkek uşakların evlendirilmesinde kendilerini sorumlu hisseden, gelin namzedi kızları zihinlerinde sistematik bir sıralamaya tabi tutan, bir şablon oluşturan uzmanlar gibidirler.
    Kız evine gidilirken görücü çetesinin bütün elemanları en şık kıyafetlerini giyer, takar takıştırırlar. Giyim kuşamlarıyla kız tarafını psikolojik olarak baskı altına almaya çalışırlar. Kız evi ise oğlan evi kadar olmazsa bile evin temiz, tertip ve düzen içinde gözükmesi için gerekli hazırlıkları yapar, gelin namzedi kızın şık olmasına özellikle azami dikkat gösterirler.
    İlk buluşma kız ve erkek evi için genel kanaatlerin edinildiği ilk temastır.
    Görücü çetesi Kız evinde ilk buluşmada önce hâl hatır sormalar olurken, hemen kahveler yapılır getirilir. İki tarafın bir arada bulunma nedenini gayet iyi bilmelerine rağmen, konuya hemen girilmezler. Kahveler içilirken taraflar göz ucuyla birbirlerini incelerler.
    Görücü çetesi kendi aralarında iş bölümü yapar. Oğlan evinden birkaç kişi kızı tepeden tırnağa süzerken; konuşmasına, oturup kalkmasına, kaşını gözünü, ağzını burnunu, boyunu posunu incelemeye çalışırlarken, birileri de kız evinin aile içindeki tertip düzenine bakar, halı altına, bardağın fincanın temizliğine dikkat ederler.
    Görücü çetesince aranan kriterler kızda görülmüşse eğer;” Maşallah kızımıza …Pek de güzelmiş! “Denir… Beğenildiği açıkça gösterilir. Hemen orada “kızla oğlan acı ne var birbirlerini bir görseler?” denirken… Beğenilmediyse sözcükler ağızda yuvarlanır, sanki kız için gelinmemiş gibi kibarca, sudan bahanelerle evden kaçarcasına çıkarlar.
    Bu durum oğlana kız bulununcaya kadar devam eden bir süreçtir.
    Bu tür eş seçiminde kızın ve erkeğin itiraz hakkı yok gibi görülse de son söz evlenecek olan gençlere bırakılır. Oğlan kızı beğenmemişse eğer topu anneye atar, bir bahane bulur böylelikle paçayı sıyırır.
    Kızın ailesi beğenmiş, gelinlik kız beğenmemişse eğer ona da beğendirmek için her yol denenir.
    Birilerine bu durum çok komik, gereksiz, hatta ahmakça gelebilir. Ama unutmayalım ki bu ülkede görücü usulü ile yapılan evlilikler, birbirleriyle anlaşıp evlenenlerinkinden çok daha uzun ömürlü ve daha sağlam temeller üzerinde kurulduğu da bir gerçektir.
    Şimdilerde bu tür eş bulma yok denecek kadar azaldı. Evlilikler teknolojinin kişilere sunduğu imkânlar ölçüsünde kolaylaştı. Gençler artık tanışıyorlar, anlaşıyorlar ve evleniyorlar.
    Eskiden gençler zor evlenir, ayrılmalar çok zor olurdu. Şimdi çiftler çok çabuk evleniyor, maalesef çok çabuk ayrılıyorlar. Bu da evliliklerde çiftlerin, ailelerinden fikir almamasından kaynaklandığını sanıyorum.