Yakın zamanda Besni’ye gittim. Çörmüğü(çermik) gördüm. Besni’nin yerlileri buraya çörmük derler. Burada her şey mükemmeldi. Duş yerleri, havuzu, park yerleri, mesire yerleri velhasıl her şey yerli yerinde idi.
Gel gör ki ne hale gelmiş her yer pislikten, poşetten, pet şişeden berbat olmuş gitmiş. Halbuki yanı başında Ak dere geçiyor. Gürül gürül suyu akıyor. Çocukluğumuzda Ak derede yıkanır, yüzerdik. Aynı şekilde çörmük havuzunda da yüzerdik. Buraya Adıyaman’dan, Malatya’dan insanlar gelir. Şifalı suyundan içer sağlık bulurlardı.
Misafirlerimizi çörmüğe götürdük. Suyunun tadına bile bakamadık. İnsanlarımız çok vahşi, her yer yıkık. İnsan üzülüyor. Bu yerler bu halemi gelmeliydi. Besni de belediyemi yok. Bu yerlere niçin göz atmıyor. Aynı şekilde su gözünde toprak bastı parası diye para alıyorlar. Çoğa kalmaz su gözü de Çörmük gibi olur.
Gelelim Gaziantep’imize. Büyükşehir, Şehitkamil ve Şahinbey Belediyelerimize binlerce teşekkür. Daha dün Dülükbaba Tabiat parkını gezdim. Oradaki belediye işçileri can hıraş çalışıyorlar. Hepsinin elinde kazma, kürek, su hortumu vs. Ancak ne yazık ki halkımız eline ne geçerse yere atıyor. Yani halk belediyelerden elli yıl geriden geliyor.
Yaya olarak Dülük Tabiat Parkının aşağı girişine uygun bir yere otobüs durağı yapılsa yaya girişine iyi olur sanırım. Bu vesileyle çevre duyarlılığımızı her geçen gün artırma dileklerimizle. Doğal havalı, temiz çevreler diliyorum. Bilhassa küçük çocuklarımıza doğayı temiz tutmayı öğretelim.