Doğa artık insanlara karşı isyan ediyor. depremler, seller, fırtınalar aklınıza ne gelirse onu yapıyor. İnsanoğlu ise bu olaylara karşı çaresiz kalıyor, ne yapacağını bilmiyor. Peki çare var mı? Evet var, çare yine insan. Peki nasıl olmalı. 1) Bundan elli yıl öncesi yaşam şekline uymak gerekir. Nasıl mı?
· 10 kilometreye kadar uygun yolda yaya yürümeli ya da bisiklete binmeli.
· Alışverişte file, çanta kullanılmalı.
· Poşet, pet şişe fabrikaları kesinlikle kapatılmalı.
· Araba ehliyeti herkese verilmemeli. Peki kimlere, devlet okulundan mezun olan üniversite mezunlarına verilmeli.
· Araba ile Şehrin işlek ve kalabalık yerlerine para ile giriş yapılmalı.
· Artık ehliyet almak zorlaştırılmalı her önüne gelene verilmemeli.
Ancak bütün bunların gerçekleştirilmesi için dünya çapında, büyük organizasyonlar çerçevesinde olmalıdır.
Ancak bütün bunların oluşması için büyük çabalar gösterilmelidir, yoksa bir devletin yapmasıyla bu çevre felaketini kaldıramayız. Belki bu yazdıklarım bazı insanlara ters ya da yanlış gelebilir. Doğrudur, yoksa bu çevre felaketinden asla kurtulamayız. Bundan 50-60 sene önce büyüklerimizden duyduğumuz öyle güzel çevre anıları var ki insan hayret ediyor.
Örneğin önceleri yere atılan kağıt parçalarını ninelerimiz toplar içine değişik bitki tohumlarını saklarmış daha hala bu şekilde tohum saklama geleneği var. Hatta 1970 li yıllarda Almanyadan pet şişe getirmelerini beklerlerdi geldiğinde onun dışına eski çorap geçirilir su kabı yaparlardı. Burada anlattığım şu yani o zamanın insanı ne kadar tasarrufa önem veriyor ve çevreye karşı duyarlı insanlardı.
Şimdiki hale bakın çevrede pet şişleden, poşetten geçilmiyor. Her ne kadar geri dönüşüm deniyorsa da çıkan bu ambalaj ve çevre atıklarının onda biri geri dönüştürülemiyor.
Sebzenin, meyvenin artığı çöp değil, eskiden evlerimizin önü zibillik (gübrelik) derdik, oraya bu tür artıklar silkelenir, aşağıda bulunan tavuk, horoz ve diğer hayvanlar bu artıkları yerlerdi. Çöp kamyonu o zaman yoktu, çöp diye bir şeyde yoktu. Biraz toparlayacak olursak bazı kişilere ters gelebilir. Ancak bende bu rahatlıktan vazgeçilmesini istemem fakat başka sözüm yok. Çözüm bulanlar dünyayı aydınlatsınlar.