Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Adnan Ünverdi, Gaziantep’in aylık ve dönem ihracatında 6. sırada yer aldığını belirterek, temmuz ayında Gaziantep’ten 846 milyon 471 bin dolarlık ihracat yapıldığını belirtti.
Savaş risklerinin gölgesinde, küresel ve bölgesel sorunlar ile iç piyasadaki ekonomik koşullara rağmen iş dünyasının olağanüstü bir mücadele verdiğini ifade eden Ünverdi, “Tüm sanayicilerimize, ihracatçılarımıza ve çalışanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Zor bir dönemde azim ve alın teriyle büyük çaba gösteriyorlar” dedi.
“SANAYİCİ PARADAN PARA KAZANMIYOR”
Açıklamasında, son dönemde sanayicilerin yaşadığı güçlüklere işaret eden Ünverdi, üreten kesimin hammadde, işçilik, pazar bulma, ürün geliştirme gibi çok sayıda faktör ve sorumlulukla katma değer üretmeye çalıştığını belirterek, sanayicinin zorlukları göz önünde bulundurularak tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Ünverdi, enflasyonun yüksek olmasına rağmen kurdaki durağanlığın devam etmesinin ihracatçının rekabetini olumsuz etkilemeyi sürdürdüğünü ve pazar kayıplarının önüne geçmek için döviz kurunun rekabet edilebilir seviyelerde olması gerektiğini belirtti.
Yürütülen reel ekonomi politikalarının pozitif sonuçlarının memnuniyet verici olduğunu dile getiren Ünverdi, Türkiye ekonomisinin temel unsurunun üretim olduğunun altını çizerek bu doğrultuda çözüm odaklı yaklaşımlara da ihtiyaç olduğunu ifade etti.
ÜRETMEMEK DAHA CAZİP GİBİ BİR ALGI OLUŞTU
Piyasalarda nakit akışının yavaşladığına dikkati çeken Ünverdi, devamında şunları dile getirdi: “Sanayici büyük bir mücadele verirken süreç öyle bir noktaya geldi ki üretim yapmak yerine üretmemek daha cazip gibi bir algı oluştu. Faiz konusunda madalyonun iki yüzü var. Kredi maliyetlerinin yüksek oluşu sanayimize büyük güçlük yaşatırken, buna karşın parasını mevduata koyan yüksek faizden istifade ederek risksiz para kazanıyor. Sanayicilerimiz paradan para kazanmıyor. Sanayici kazandığını yine işletmeye, üretime yatırıyor. Bu da ülkemize katma değer olarak, istihdam olarak dönüyor. Bu sebeple finans kuruluşları finansmana erişim ve maliyetler konusunda üreten kesimin yanında olmalı. Bankaların ticari şubeleri, olması gerektiği gibi üreticinin yanında durmalı, gerektiğinde kredi puan indirimleri yapmalıdır. Finans sektörü bugün elimizden tutacakken paçamızdan tutmak gibi bir düşünceye kapılmamalıdır. Bu ülkeden kazanıyorsak fedakarlığını da birlikte yapacağız. Geçmişte çok büyük krizler gördük ve bankacılık sektörü zaman zaman kötü imtihanlar verdi. Sanayiciler olarak her seferinde hata yaptıklarını belirttik. Gaziantep her krizde direnciyle moral verdiği ve rol model odluğu gibi bugünlerin de atlatılmasında tüm sektörleriyle öncü olacaktır. OVP'de önemli mesafeler alındı, taşlar yerine oturuyor. Savaş risklerine rağmen ekonomimizde pozitif gelişmeler var. Zorlandığımız bir gerçek ama biz bugünleri de aşacak güç ve tecrübeye sahibiz.”