Gaziantep FK’nın başında dolanan kara bulutlar, takımı küme düşürmeden dağılmayacak gibi görünüyor. Cevdet Akınal’ın zamansız istifası, Erol Bulut’un kötü yönetimi, araya girip çıkan piyar adaylar derken takım Gaziantepspor’un son zamanlarını andırmaya devam ediyor.
Adım adım yapılan hatalar silsilesi Gaziantep Futbol Kulübü’nü de tarihe gömecek gibi görünüyor, görünen köy de maalesef kılavuz istemiyor.
‘Erol Bulut istifa’ seslerinin yankılanması nihayet bir karşılık buldu ve Erol Bulut defteri kapandı. Süper Toto Süper Lig’in 21. haftasında takım galibiyete aç bir durumda… Bu zamana kadar ligde 19 maç oynayan kırmızı siyahlı takım bu maçlardan ne yazık ki sadece 4 galibiyet alabildi. Bu takımın Teknik Direktörü göreve geldiği günden bu yana bu şehirden, bu takımdan 13,5 trilyon para aldı. Aldığı paranın, yönettiği takımın hakkı bu puan durumu muydu? Bu şehrin renklerine, imajına, sporuna yazık değil mi? Nihayet takımın üzerinden bir kara ‘Bulut’ eksildi ancak eksilmesi bir yana alacaklarının hesabını tutuyor. Küme düşme tehlikesine sürüklediği takımdan kötü futboldan alacaklarının peşine düşüyor. Başkan arayışı biraz keyif kaçırdı biraz da teknik adam arayışına yönelelim taraftar için de farklılık olur (!) Takımın yeni Direktörü İsmail Kartal olsun diyenler bir yana Kartal olmaz diyenler bir yana… Bir de böyle deneyelim…
Piyar adaylıklara gelince, başkanlık için isim arayışı hummalı bir çalışmayla devam ediyor şehrin yöneticileri Gaziantep FK için dertleniyor, çabalıyor ancak… Gelelim ki, başkanlık koltuğuna çağırılan, adı konuşulan, görüşme sağlanan herkes kulübü ziyaret ediyor, temaslar sağlıyor, ölçüp biçiyor sporun ve Gaziantep’in gündemini birkaç gün ismi ile meşgul ediyor, adından söz ettiriyor sonrasında ben bu yükün altından kalkamam herkese başarılar diyerek yoluna devam ediyor! Bu takım piyar çalışmalarına, isim markalaştırmaya malzeme olacak durumda değil! Bu şehir spor şehri (!)
Piyar adaylar, başkanlık teklifi ile kendisine gelindiği zaman Gaziantep FK’nın borcunun olduğunu, bu borcun ne kadara tekabül ettiğini ve geçmişten devreden bir borç olduğunu bilmiyor muydu? Bu borçlar birkaç gün gündemde kaldıktan sonra mı açığa çıktı! Yük belliydi de yükün altından kalkılamayacağı belli değil miydi? Varsayalım ki değildi, emin olunmadan, son karar verilmeden, adaylık mevkiinde takım adına teknik direktör arayışına girecek yetkiyi kendisinde nasıl gördü, neye göre karar verdi ve görüşme sağladı?
Şehrin adına dertlenen Gaziantepspor gibi olmasın diyenler dümenin başına neden geçmiyor? Batan gemiden kaçan fareler gibi takım içerisinde de bir bir ayrılıklar yaşanmaya başladı, futbolcular takımı alacaklarından dolayı şikâyet ediyor. Ancak ‘Sanayi Şehri, Spor Şehri’ Gaziantep’ten 580 milyon TL’lik borcun ödemesi çıkmıyor. Takımın oyuncuları, takımdan alacaklarını FIFA’ya gerçekleştirdikleri şikâyet üzerine ödemenin son gününde alıyor. Türkiye’ye rezil olmuş bir durumda sanrısal bir kriz geçiriyoruz sonumuz hayrolsun… Feraha erecek, takımı nefes aldıracak bir çözümün bir an önce bulunmasını dilemekten başka yapılacak bir şey kalmıyor.