Dün bir anne katilini doğurmuş dedik, bugün 3 yaşındaki bebeğin cesedinin derin dondurucuda bulunduğunu konuşuyoruz. Keşke kulaklarımız sağır, dillerimiz mühürlü olsa da işitmesek, görmesek, bilmesek diyoruz… İnsanlık olarak pisliğimiz paçalarımızdan akmıyor artık, boydan aşağı, boğazımıza kadar battık içine pisliğin ve çıkamıyoruz.
Vicdanlarımız rahat çünkü Lina bebeğin işkence gördüğü anlara tanıklık etmedik, ağlamasını ve çığlıklarını duymadık, canının nasıl yandığından haberimiz dahi yok… Düşündükçe aklımı kaçıracak gibi oluyorum, fakat bu düşüncelerimin ağırlığı 3 yaşında minik bir bebeğin gördüğü işkenceyi hissedebilecek kadar ağır değil, hayretler içinde kanımız donsa da can vermek kadar ağır değil. Vicdanlarımız tam olarak bu yüzden rahat! Görmedik, duymadık, hissetmedik yani bıçak bizim kemiğimize dayanmadı!
En fazla birkaç saat akıllarımız durgun olur, şaşkın, sinirli, duygusal oluruz sonrasında matemimiz biter gider. Hatta öyle bir biter ki yasımız, sanki bu olay hiç yaşanmamış gibi devam edebiliriz hayata kaldığımız yerden, çünkü bıçak bizim kemiğimize dayanmadı. Başkasının kemiğine de birkaç saat üzülsek kafidir!
Toplum olarak nutkumuz tutuluyor, üzülüyoruz, beddualar ediyoruz ya, bu kadar derinden etkileniyorsak demek ki bizler asla cani olamayız, o halde bu katiller nereden türüyor. Farklı bir evrenden dünyaya nakledilmiyor ya!
3 yaşındaki bebeği işkence ile öldürüp aylarca derin dondurucuda saklayan, bir anneyi fuhuşa zorlayarak çocuklarından ayıran canavar; sosyal yaşantılarımıza eşlik etmedi mi? Bizlerle aynı caddede yürüyüp, aynı fırından ekmek almadı mı? Toplumun içinden çıkmadı mı? Canavar diyorum ama canavarımız sahipsiz değil, birinin eşi, sevgilisi, babası, annesi, kardeşi… Yani bizden, içimizden… İçimizden birinin evladı, eşi dostu!
Bizlere bu kadar yakın ve birken nasıl fark edemiyoruz katillerimizi! Nasıl ayırt edemiyoruz, nasıl bilmiyoruz? Benim bir teorim var ama çok acımasız ve bana kalırsa bir teoriden fazlası, düpedüz gerçek bu düşündüğüm çünkü biz eğitiyoruz, biz yetiştiriyoruz. Eğitimsiz ve cahiliz, psikolojisi bozuk anne ve babaların elinde nesilden nesile, gen aktarımı gibi birbirimize bulaşıyor ahlaksızlığımız.
Acım en çok da çocuklara, sapkınlıkların, ahlaksızlıkların, vahşetin kurbanı en çok onlar… Ümit ederdim ki Lina bebek yalnızca atıştırmalık aşırmak için açsın dolabı, cesedi içine tıkılsın diye değil!...