Türkiye’nin dibe çökmüş eğitim sisteminden kurtulmak isteyen akademik beyin ne yazık ki ülkesini terk etme rotasına hız vermiş durumda… Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ufuk Akçiğit, Türkiye’nin bir beyin göçü paradoksu yaşadığını ortaya seren bir araştırma yaptı. Türkiye Bilişim Vakfı desteği ile ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan beyin göçünü irdeleyen Akçiğit, araştırmasını bir yapay zekâ ile gerçekleştirdi.

Türkiye Akademik Diaspora Raporu’na dair yayınlanan ve 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olan araştırma raporunda 12 bin akademisyenin hala yurtdışında olduğu kaydedildi.

Türkiye gibi bir ülkenin mahvedilmiş eğitim sisteminde kendini yetiştirebilmeyi başarabilmiş 12 bin aydın, yurtdışında… Çünkü biz yenilikçi değiliz, yenilik adı altında eğitimi kiralık dairelerin katlarını hesaplar gibi bir 5+3 yaparız bir 4+4!

Projelerimizi sıfırdan hazırlamak zekâ, para, zaman ister neyse ki her şeyin kestirmesinden gidebilen uyanık bir milletiz, yeniden yapmak yerine çalarız… Üretken olmak şöyle dursun çalmak daha hesaplı çünkü hem vakitten hem de nakitten nereden baksan yüzde 100 kar!

Bizim mükemmel aydın insanlar yetiştiren üniversitelerimizde siyasi atamalar ile gelen rektörlerin küçük saltanatları vardır! Saygıdeğer rektörlerimiz için üniversite çarşısındaki esnafın 100 metrekarelik dükkanındaki rant eğitimin yanında paha ile biçilemez. O kadar düzenli ve disiplinli bir eğitim sistemi içerisindeyiz ki ilk fırsatta online entelektüeller yetiştirir, öğrencilerimizle imkânımız varken temasımızı azaltırız!

Sınıfları boşa doldurup akıllı tahtadan slayt okuyan hocalarımızı da unutmuyoruz tabii, onların şaheser sesi ile bizlere kitap okur gibi sunum yapması ufkumuzu genişlettikçe genişletiyor.

Bizler şımarığız aslında ne güzel sıralarda yetişip terk ediyoruz ülkemizi, iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanların eğittiği nadide insanlar olarak küsmek bize yakışmıyor. Ya ‘Giden Gitsin’ diyen bir Cumhurbaşkanımız olsaydı başımızda….

Akademik kesim zaten biraz banal takılan, kafa açan, yıpratan, cahil kesimin parlatılmış halleri gibi geliyor artık bizlere, Cumhurbaşkanımız, ‘giden gitsin’ derse de vardır bir bildiği…

Akademisyenler gitsinler, çiftçiler ‘analarını alıp gitsinler’, öğretmenler gitsinler, tüccarlar da gitsin, hepimiz gidelim. Bizlerin yerine misafirlerimiz, din kardeşlerimiz, savaş mağduru Suriyelilerimiz gelsin. Eğitimde onlara nakit desteği verelim, yurtlarımızdan kontenjan ayıralım, kütüphanelerde ilk sıra onların olsun hatta! Ellerinde ‘Türk’ gencinin alamadığı bilgisayarlarla oturup çalışsınlar. Bizler nankörüz, şımarığız, yetinmiyoruz. Onların olsun haklarımız, belki vatandaşlık verip, oy isteriz onlardan…

Biz gidelim ki eğitimimiz kalkınsın!