Yüce Rabbimizin bizlere lütfettiği en kıymetli nimetlerden birisi de ailedir. Aile, yeri asla doldurulamayacak olan en önemli kurumdur. Fedakârlığın, karşılıksız sevmenin, şefkat ve merhametin ocağıdır. Hiçbir karşılık beklemeden bize en büyük desteği ailemiz verir. Aile, bize hayatı öğretir. Gönüllerimize güzel ahlakı nakşeder. Bizi geleceğe hazırlar.
Ailenin iki temel direğinden biri anne, diğeri ise babadır. Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara ‘öf’ bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı sözler söyle.
Baba, ailenin kalkanıdır. Kendisine dayandığımız yıkılmaz bir dağdır. Bizler, hayatımızın her alanında onun varlığıyla güven içinde oluruz. Baba, doğruyu ve hakikati gösteren bir rehberdir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmamıza vesile olan bir öğretmendir. Her düştüğümüzde bizi ayağa kaldıran müşfik bir eldir.
Baba olmak, sadece ailenin maddi ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Baba olmak, çocuklarımızı iyi bir insan olarak yetiştirmektir. Göz aydınlığı yavrularımızın ebedi kurtuluşu için Hz. Nûh gibi çırpınmaktır. O, “Haydi yavrum! Sen de bizimle birlikte bin!” diyerek inkâr eden oğlunu kurtuluş gemisine davet etmişti.
Baba olmak, Lokmân (a.s) gibi şefkat dolu ifadelerle çocuklarımızı iyiliğe yönlendirip kötülükten alıkoymak için çabalamaktır. O, “Yavrucuğum! Namazını dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış.” sözleriyle evladına hikmet yüklü nasihatlerde bulunmuştu.
Baba olmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s) gibi çocuklarımıza hayatın her alanında örnek ve rehber olmaktır. Allah Resûlü (s.a.s), ailesine karşı son derece şefkatliydi. Onun hanesinde sevgi ve saygı hâkimdi. O, merhamet ve adaletten, nezaket ve zarafetten asla ayrılmazdı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadisinde, “Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak ana kapılardan birisidir…” buyurmaktadır. Öyleyse annemiz gibi cennet vesilemiz olan babamıza karşı da hürmette kusur etmeyelim. Tatlı dil, güler yüz ve güzel davranışlarımızla anne babamızın gönlünü hoş edelim. Rabbimizin rızasının anne babamızın rızasını kazanmaktan geçtiğini unutmayalım.
KAYNAK:Diyanet İşleri Başkanlığı