Yıllardır seçim döneminde bazı parti liderlerinden bu cümleyi hep duyduk: Beka sorunu. Asıl beka sorununu görmezden geldiler ve ne yazık ki görmezden gelmeye de devam ediyorlar. Azalan nüfus artış oranımız. Ayrıca buna karşılık ülkemizde bulunan göçmenlerin nüfus artış oranı.
Çok ciddi bir tehlike var. Doğumlar azalıyor ve nüfusumuz yaşlanıyor. Bu artış oranı böyle devam ederse ülkemizde çalışacak, üretecek insan bulamayacağız.
2002’de yüzde 2.38 olan doğurganlık oranı, 2023’te 1.53’e düştü. 22 yıldır iktidarda olan Sayın Cumhurbaşkanı “En az 3 çocuk” diye her yerde söyledi. Söyledi ama bunun için hiçbir teşvik yapılmadı. Teşvik yapılmadığı gibi var olan teşvikler de teşvik olmaktan çıktı. 9 yıldır zam yapılmayan tek şeyin çocuk yardımı olduğunu biliyor muydunuz?
İnsanlar bu ekonomik koşullarda evlenmekten korkuyor ve evlenmiyor. İnsanlar düğün masraflarını karşılayamaz, ev eşyalarını alamaz durumda. Bu masrafları karşılasa bile kirayı nasıl ödeyecekler. Yeni neslin para kazanma, ev alma umudu yok oldu.
Diyelim bir şekilde ailelerinin yardımıyla evlendiler. Bu çiftler nasıl çocuk yapacaklar? Çocuklarının süt, mama ve bez paralarını nasıl karşılayacaklar? Büyüyünce okul masraflarını nasıl karşılayacaklar? Etrafındaki insanların bunları karşılayamadıklarını, karşılaştıkları zorlukları gördükçe nasıl çocuk yapsınlar? Kendi karınlarını bile doyurmakta güçlük çekerken.
Etrafımızdaki insanlardan görüyoruz, özellikle son yıllarda çocukları üniversiteyi kazansalar bile başka şehre gönderemeyen aileler var. Ya tekrar sınava girdirip yaşadığı şehirde üniversite kazanmasını bekliyor ya da üniversite okumaktan vazgeçiyor. Orta sınıf eskiden çocuklarını özel okullara gönderiyordu. Orta sınıf da kalmadığı için onlar da ancak devlet okullarına gönderebiliyor.
Aynı şey bizim de başımızda kızım burslu olarak bir üniversitede okuyor sadece yurt ücreti 200 bin liradan başlıyor!
Bu gidişle emeklilerinin sayısının çok, çalışanların sayısının az olduğu yaşlı bir ülke haline geleceğiz. Bu büyük bir tehlike ama asıl başka bir tehlike daha var: Göçmen doğum oranı.
Evet bizi bekleyen asıl büyük beka sorunu göçmen doğum oranı. Ülkemizde yaşayan Suriyelilerin doğum oranı 5.3. Bu ne demek biliyor musunuz? 20 yıl sonra ülkemizde yaşayan bizlerin sayı olarak yarısına denk gelmesi demek. 40 yıl sonra aynı nüfusa sahip olma, sonrasında da bizim azınlık durumuna düşmemiz ülkemizi yabancılara ellerimizle teslim etmemiz demek.
İlk önce kendilerini milliyetçi olarak gören kişi ve partiler olmak üzere tüm partiler kişisel menfaatlerini ve oy kaygısını bir tarafa bırakıp bu beka sorununa bir çözüm bulma yoluna girmeliler. Bu sorun bu ülkede yaşayan herkesin sorunu. Bu toprakların nasıl kazanıldığını hepimiz biliyoruz. Göz göre göre bu durumu nasıl kabullenebiliyoruz, anlamakta zorlanıyorum.
Şehrimiz göçmen sorunundan en fazla etkilenen şehirlerden. Olumsuz etkilerini görmemek imkansız ve her geçen gün olumsuzluklar daha da artıyor. Ve artık seyirci kalmamak gerektiğini bazı kesimler görmeye başladı. Şehrimizdeki 41 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek yaşanan olumsuzlukları basın toplantısı yoluyla halka açıkladı. Ticaret Odası Başkanı Sayın Tuncay Yıldırım sorunu çok sert şekilde dile getirdi. Sosyal medyada olumsuz görüntüler yayınlandı. Bu tepkiler karşısında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya geçen hafta Göç İdaresi Başkanını yanına alarak şehrimize geldi ve sorunu taraflardan dinledi. İşyerlerine ve bazı mahallelerde denetim oldu. O kadar!
Sorunu çözecek iktidar. Yerel yönetimlerin yapacağı işler var ama kesin çözüm değil. İş işten geçmeden bu “BEKA” sorununa bir çözüm bulmalıyız. Zaman aleyhimize işliyor. Kayseri’de ve Suriye’de yaşananlar tehlikenin boyutunu göstermeye yeter de artar bile.