Asgari ücret, bir toplumun ekonomik dengelerini en yakından yansıtan göstergelerden biridir. Günümüzde milyonlarca çalışan, bu ücretle geçinmek zorunda kalıyor ve bu gelir, yalnızca bireyin değil, ailesinin de temel ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar ve hızla artan yaşam maliyetleri, bu hedefin giderek daha ulaşılmaz hale gelmesine neden oluyor.
Geçim Tablosuna baktığımızda 4 Kişilik bir ailenin aylık masrafı kiraları varsa 30 bin TL’nin üzerinde. Böyle bir durumda yapılacak zam ince elenip sık dokunması gerekiyor.
2025 yılı için asgari ücret belirlenirken, komisyonun önünde büyük bir sorumluluk var. Ancak bu sorumluluk, yalnızca bir rakam belirlemekten ibaret değil; ülke genelinde alım gücünü artıracak, hayat pahalılığıyla mücadele edecek köklü çözümler üretmeyi de gerektiriyor.
Bugün çalışanlar, yalnızca daha yüksek bir maaş değil, daha adil bir yaşam standardı istiyor. Alım gücü her geçen gün düşerken, ücret artışlarının etkisi çoğu zaman kısa vadede yok oluyor. Çünkü fiyatlar maaşlarla aynı hızda artıyor.
Bir aileyi ayakta tutmak, sadece daha fazla maaşla değil, o maaşın ne kadar değerli olduğu ile ilgilidir. Bugün asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca insan, sadece yaşamaya değil, insanca yaşamaya çalışıyor. 2025 yılı için belirlenecek rakam ne olursa olsun, alınacak kararın yalnızca ekonomik değil, sosyal bir sorumluluk olduğunu unutmamak gerekiyor. Asgari ücret sadece bir rakam değil; milyonlarca insanın hayatının özeti.
Zira 30 bin TL verseniz dahi yetmeyen bir düzen, yalnızca daha yüksek ücretlerle değil, daha adil bir ekonomik yapı ile çözülebilir.
Asgari ücret ve geçim mücadelesi; Gerçekler ve beklentiler
Nurcihan Teke
Yorumlar