Sizin hakkınızda bildiğim bir şey var. Hem sizi tanımıyorum bile. Ama sizde bir ışık var. Asla hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri yapacak yetenek var sizde. Gereken tüm yetenek ve kapasite içinizde.  Ama henüz onlara dokunmadınız bile.

               Kendinize yeni ufuklar açın. Yoksa, bir kişinin ideal ölümü etrafında toplananlarla beraber dua ederken yatakta ölmektir bu. Ama henüz sağlığınız yerindeyken ölüm döşeğinizi düşünecek olursanız, yatağınızın etrafında hayat tarafından size verilmiş olan fikirlerin, hayallerin, yeteneklerin de hayaletleri bekleşiyor olacak.

               Ve siz, bahaneniz ne olursa olsun o fikirleri hayata geçirmediniz. Hayalinizi asla takip etmediniz, yeteneğinizi hiç kullanmadınız. Sizin liderliğinizi hiç göremedik, sesinizi hiç çıkarmadınız. O kitabı hiç yazmadınız. O hayaller de yatağınızın başında dikilmiş size kızgın gözlerle bakıyorlar: “Biz SANA gelmiştik.” diyorlar . “Bize sadece SEN hayat verebilirdin. Şimdi ise, seninle beraber sonsuza dek öleceğiz.”

                Sorum şu: Bugün ölecek olsaydınız, hangi fikirler, hayaller ve yetenekler yani hangi hediyeler sizinle ölürdü?

                 Ne kadar kötü olmalı, hiç yaşamamış olduğunu ve potansiyelini ucundan bile olsun kullanmadığını tam ölürken fark etmek!

                En parlak yaşamınızı yaratın!

                Hayallerinizi gerçekleştirmek mi istiyorsunuz? Hayallerini yaşamakta olan insanlar, hayallerini yaşamanın mümkün olduğunu bilirler. Bunun için kendinizi özgür kılmalı, yaratıcı olmalı ve bir eylem planına sahip olmalısınız.

                Kendi ihtişamınıza adım atın!

                Aç olmalısınız. Hayallerini kovalayanlar zor zaman geçireceklerini bilirler. Ama yine de koşmaya devam ederler. Çünkü kendilerine şöyle derler: Ben oyum, ben tekim. İşler ne kadar kötüleşirse kötüleşsin yine de başaracağım. Hayallerinin peşinde koşan insanlar aç olan insanlardır. Dolu yaşa boş öl!

                Hayat zordur. Bunu herkes bilir. Ayağa kalktığınızda yere geri itilirsiniz. Düştüğünüzde ise üzerinize basarlar.

                Size vereceğim tavsiyeyi boş laflarla süslemeyeceğim. Bu bir sır değil.

                Tökezleyecek, düşecek, çelme yiyeceksiniz ve iki seksen yere kapaklanacaksınız. Ama bu her olduğunda yerden ayağa kalkacaksınız. Gücünüz yettiğince hızla doğrulacaksınız. Bunu kaç kez yapmak zorunda kalırsanız kalın.

               Şunu asla unutmayın: Başarı, yere düştüğünüz her seferde bir kez daha ayağa kalkabilecek gücü kendinizde bulmanızdır.

               Hayat tecrübesi bana bir şey öğrettiyse, o da hayatın kolay ve hiçbir şeyin de bedava olmadığıdır. Hayat zordur. Gerçekten zordur. İnanılmaz derecede zordur. Eğer kazanmaktansa, daha çok kaybeden biriyseniz, kimse size bir şey vermez. Omuzlarınızı dikleştirip tüm zorlukları yenmek sizin elinizdedir. Tüm o kötülüklerden, ahlaksızlıklardan ve adaletsizliklerden şu an içinde olduğunuz durumdan daha fazlasını istiyorsanız, gidin, bunu hak edin ve kazanın. Olmak istediğiniz yerin neresi olduğunu bildiğinizi, oraya ulaşana dek bundan asla vazgeçmeyeceğinizi söylemenizi istiyorum. Çünkü kazananların sırrı budur.

             Sonuçta hepimiz başarılı olmayı isteriz. Hepimiz kazanmak istiyoruz. Ve bu yarışın eninde sonunda kazananı olacak. İşte orası kesin. O zaman haydi! Zirveye tırmanın. Daha hızlı koşun. Daha büyük hayaller kurun. Daha önce hiç yaşamadığınız kadar iyi yaşayın. Bunun hepsi sizin elinizde. Bunu başarabilirsiniz. Bunu kendiniz için yapın. Bunu kendinize kanıtlayın.