Beşiktaş maçının kabusundan çabuk kurtulmuşuz, dünü unutup bugüne bakmışlar bizim futbolcular. Çok önemli bir maçtı, kaybetmek intihar olurdu, kazanmak orta sıralara tırmanmak demekti.
Ve Çaykur Rizespor’u mağlup edip kırmızı çizgiyi aşıp 12 puanla 13. Sırada kendine yer buldu.
Son Dört takım arasında olmakla hedefte oluyorsun, futbolcu da, taraftarlar da etkilenmiyor değil. Şimdi orta sıralara tırmanma ve yerini korumak için daha motivasyon içinde sahaya çıkacak.
Önceki akşam her şey mükemmeldi. Tribünde taraftarlarımız, her zamankinden daha çoşkulu, daha çok futbolcularına destek oldu, hemde maç boyunca. Futbolcularımız sezonun en savaşçı kimliği ile oynadılar, organize oynadılar, takım ruhu, yardımlaşma ön plana çıkınca formda olan Rize filelerini iki kez ziyaret etti. Galibiyet maçı maç bitiminde fazlası ile tat vermiştir sanırım. Heyecan, çekişme, her anını sıkılmadan izlendi, yüksek tempo ve hızlı bir maç olmadığı söylenemez.
Daha maçın başında rakibin penaltı ikramını Maxim geri çevirmedi. Sezonun ilk golü ile buluşup kimliğini İspatlamış oluyordu. Rakip durmadı, direncini daha da arttırdı ancak kapalı savunmamız karşısında geçiş bulamadılar.
Oyun disiplinimiz, Çaykur Rizespor’un hızını kesmedi, ikinci yarıdaki gol tabelayı 2-0 olarak gösterdi. Rakip değişimlerle maçın kaderini değiştirmeye çalışsa da Gaziantep FK kafaya koymuştu üç puan almayı, öylede oldu. Kazanıp zor mazı formda rakibi önünde mutlu bitiriyordu.
Sumudica hata yapmadı, ancak Hakem Ali Şansalan 4. Hakemin yanlış kararı ile kırmızı görüp tribünlere yollanması maça damga vuruyordu. Ve maç bitiyor, sahadaki o mutluluğu ve tribündeki coşkuyu çok özlemişiz doğrusu.
Herkes mutlu ama biri varki tribünde taraftarları arasında stattaki müzik eşliğinde galibiyeti oynayarak kutluyordu. Taraftarı da, futbolcuları da kendine bağlamayı bilmiş oluyordu. Tebrikler emeği geçen herkese. Teşekkürler. Şimdi derin bir oh çektik haklı olarak.