Galatasaray mağlubiyetinin ardından, “Bu şehir, bu kulübün yöneticileri, bu şehrin sahipleri, bu takımı ayağa kaldıracak.” demiş Erdal Güneş.

Yapma be hocam;

Bu şehir, bu şehrin sahipleri Gaziantepspor’a, Gaziantep Basketbol’a, Şahinbey Voleybol takımına sahip çıktı mı ki Gaziantep FK’ya çıksın..?

**

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler.

Hani bir valimiz vardı; Gaziantep FK yönetimine talip olanlarla tek tek konuşuyordu.

Mevcut yönetime, kulübü teslim eden validen bahsediyorum; nerede şimdi?

İstanbul’da Fenerbahçe, Galatasaray maçlarında görüyoruz artık onu.

İstanbul Valisi oldu, Gaziantep geride kaldı…

Bu şehrin sahipleri varken, neden belirli bir süre için burada olana kalmıştı bu görev?

**

Sürekli dile getirdiğim konudur; Gaziantep, ticareti iyi bilen bir şehirdir.

Nereden ne kazanacağı, kazancını nasıl katlayacağı konusunda uzmandır.

Kazancını nereye yatıracağını da çok iyi bilir..!

Ama iş, sosyal-kültürel faaliyetler oldu mu, hiçbirini göremezsiniz ortada.

Çünkü kar-zarar hesabında zarar yazar, bunlar.

O nedenle belli bir süre için şehirde görevli olana yüklenir bu tür faaliyetler.

**

Sadece Gaziantep FK için konuşmuyorum; Gaziantepspor’un tarihindeki yönetim krizlerine bakın.

Ya şehrin valisine, ya şehrin belediye başkanına yüklenmiştir krizi çözmek.

Şehrin sosyal-kültürel yaşamına bir şeyler katmak da bunların görevidir.

Yıllardır düzenlenen GastroAntep Festivali, Fatma Şahin’den sonra devam eder mi?

Rıdvan Fadıloğlu’nun yaptırdığı devasa tiyatro sahnesine, sanayi kuruluşlarımızdan birisi, bir oyun getirmeyi düşünür mü?

Hiç sanmıyorum.

Bu şehrin işadamı, ticari yatırımlar yapmakla sınırlar, görev tanımını.

İş dünyasının ifadesiyle; “kazan-kazan” yani…

**

O nedenle Erdal Hocam;

Sen kendi göbek bağını, kendin kesmeye bak.

Büyük takımların maçlarında tribünleri doldurur, arada düzenleyeceğiniz kampanyalarda da birkaç forma alırız.

Olur da başarılı olursan;

Merak etme, en önde yanında yine biz yer alırız…