Güncel ekonominin sorunları deyince her daim güncel olan ekonomik sorunumuz enflasyon başta gelmektedir. G-20 ülkelerinde Türkiye ve Arjantin dışında geri kalanı %10’lar seviyesini geçmeyen bir enflasyon söz konusu iken, Türkiye %64,9’a yakın ve Arjantin %198 gibi bir enflasyon rakamı ile öne çıkmaktadır. Tüik rakamları ile aylık tüfe % 6,7 olarak açıklanmasına rağmen açıklanan rakamlardan daha yüksek bir enflasyonun hissedildiğini görmekteyiz. Yakın zamanda açıklanan Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nun paylaşımlarına göre önümüzdeki 2 yıla kadar olan sürede enflasyonda hızlı bir düşüş olmayacağı anlaşılmaktadır.
Küresel manşet enflasyondaki düşüşe rağmen ülkemizde özellikle konut fiyatlarındaki katılık, gıda fiyatlarındaki artışlar enflasyondaki katılığın da temel nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin İstanbul’da ortalama konut fiyatındaki yükseliş bunun bir göstergesidir. Konut fiyatlarındaki son 2 yılda görülen bu hızlı artış enflasyonu da tetiklemektedir.
Tedrici olarak yapılan politika faiz artışlarının meydana getirdiği riskler önceki Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan döneminde absorbe edilmiş gibi görünüyor. Geçtiğimiz aylarda borsa endeksinin yükselen faize endeksin düşmesi ile tepki verdiğini gördük. Yeni başkan Fatih Karahan ve ekibi ise bu yeni dönemin yine de yüksek olan enflasyon sorununa karşı çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyor. Yine de Prof. Dr. Cevdet Akçay hocanın yorumlarına da bakarak, uzun vadede yani 3 yıllık perspektifte daha düşük enflasyon oranlarına sahip olacağız gibi görünüyor. Şimdilerde Borsa İstanbul’da bir yükseliş trendi olduğunu görmekteyiz. Borsa İstanbul’un seçimlerden çok fazla etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Enflasyon muhasebesine geçiş nedeniyle bilançoların geç açıklanmasının bir ağır yansıması olabilir. Ancak mutedil giden bu durum, genel hacmi çok etkilemeyecektir.