Bel'am bin Bâûrâ, Mûsâ aleyhisselâm zamanında,  (İsm-i Â'zâm) duâsını biliyordu. Her duâsı kabul olurdu. İlmi ve ibâdeti, o derecede idi ki, sözlerini yazıp İstifâde etmek için, 2.000 kişi hokka ve kalem ile yanında bulunurdu. Bu Bel’am Allahü teâlânın bir haramına, az bir meylettiği için, îmânsız gitti. 
Kârûn, Mûsâ aleyhisselâmın akrabası idi. Mûsâ aleyhisselâm buna hayır duâ edip ve simya ilmi öğretip, o kadar zengin olmuştu ki, hazinelerinin, anahtarlarını 40 katır taşırdı. Biraz zekât vermediği için, bütün, malı ile birlikte yer altına sokuldu...
Ali Bekkâ,  “rahmetullahi aleyh” Evliyânın büyüklerindendir. Sâlih bir arkadaşı vardı. Hâller ve kerâmetler sâhibi idi. 
Bir defasında ikisi birlikte Bağdad'dan bir yolculuğa çıkmışlardı. Gidecekleri yer ile Bağdat arası yürümekle bir senelik yol idi. Onlar kerâmetleri ile bir senelik yolu bir saatte almışlardı. 
Bu arkadaşı ona; "Ben, falan vakitte, falan memlekette öleceğim. O zaman yanımda bulun!" diyerek Ali Bekkâ hazretlerine vasiyet etmişti. Fakat Allahü teâlânın rızâsına kavuşamamaktan ve son nefes endişesi ile korkarak çok ağlardı.
Dediği vakitte yanına gittim. Yüzünü doğu tarafına dönmüştü, Tutup kıbleye çevirdim. Bu arada gözlerini açıp bana dedi ki:
“Hiç uğraşma! Ben bu tarafa dönmüş olarak öleceğim!..”
Hıristiyan rûhbanlarının söylediği küfür olan, imânı gideren sözler söylemeye başladı, Din-i İslâmdan çıktı. Nihâyet îmânsız olarak öldü. Ölüsünü kaldırıp oradaki bir kiliseye götürdük. Bir de gördük ki, kilisede bir kalabalık önlerinde yatan bir cenâzenin etrafında duruyorlardı. 
“Nedir bu hâl?” diye sorduğumuzda,  dediler ki:
“Bizim meşhur bir rûhbanımız vardı, 100 sene yaşadı. Bugün öldü. Ölmeden önce dinimizden dönüp Müslüman olarak öldü.”
Biz de onlara dedik ki:
“Bizim elimizdeki cenâze de Müslüman idi. Son nefesinde Hristiyan dini üzere öldü ve imansız gitti. Siz bunu alın. Onun cenazesini de bize verin!”
Onlar da kabul etti. Biz o Müslüman olanın cenâzesini alıp, yıkadık, kefenledik, Müslüman mezarlığına defnettik. Onlar da, bizdeki ölüyü alıp Hristiyan mezarlığına defnettiler.