Kadın kelimesinin filolojisine bakıldığında eski Türkçe de katun kelimesi ile kullanılmış ve zamanla kadın ve hatun kelimelerine evrilmiştir. Hakanın eşi veya kızı anlamına gelen Katun kelime olmanın ötesinde bir yere sahiptir.
Kadın Türk toplumunun kadim hayatında çok önemli konumdadır. Orta Asya'nın steplerinde çocuk bakmak , hayvan yetiştirmenin yanısıra eşlerinin yanında önemli konularda söz sahibidir. İlk Türk devletlerinde kadın, devlet yönetimde hakana kurultayda (meclis) fikir beyan edebilir ,hakan savaşta oldugu sürede onun adına yönetme ve karar alma hakkına sahiptir.
Kadınlar ata binebilir , ok atabilir tüm marifetleri ile savaşlarda da yer alabilirdi. Tarihte en güzel örnek ise ilk Türk kadın hükümdar Tomris Hatun'u gösterebiliriz. Alper Tunga'nın torunu olan Tomris Hatun M.Ö 6. yy yaşamış ve İskit toplumunun kadın hakanı olarak düşmanlarına diz çöktürmüş ve savaşlarda zaferlerine at koşturmuştur.Türk toplumunun herhangi bir zaman dilimine bakınca kadınlarının güçlü konumlarını görebiliriz.
Kadın demek bizim toplumumuzda mücadele demek , kahraman demektir. Zulme susmayan silahını kuşanıp savaş meydanında en ön safta yer alan demektir. 93 Harbi sırasında Aziziye savunmasında kahramanca varlığını gösteren Nene Hatun ; Rus işgaline karşı direnişin sembolü olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında milis güçlerin arasına erkek kılığında katılan aziz Türk kadını Halime Çavuş'u da unutmamak ve daha nicelerini örnek göstermek mümkündür.
Bir kez daha söylemekte yarar var kadın olmak bir şeref ve değerdir. Allah'ın yarattığı bu özel varlık kendi içinde bir medeniyet taşır. Her medeniyette her dönemde izleri olan kadınlarımız şu sıralar hiç hoş olmayan durumlar ile karşı karşıyadır. Varlığımızın sebebi olan kadınlarımız eller üstünde tutulması gerekirken kötü ellerin nefsi emellerine alet oluyor veya ediliyor. Buna nasıl dur diyeceğiz! Orasını siz değerli okurumuzun yorumuna bırakıyorum.