Kilo alma ya da verme sadece tartıdaki görülen rakam değil…
Doç. Dr. Müge Arslan, kilo verme sürecinin nasıl olduğuna vakıf olmak gerektiğini kaydederek, “Zaten bu oturduğu zaman, o vermesi gereken kiloyu verdikten sonra daha fazla kilo vermek istiyorum düşüncesi ortadan kalkıyor ve sağlıklı bir süreç geliyor. Nedir bu? Öncelikle ideal ağırlığın ne olduğunun analiz edilmesi lazım. Sadece beden kitle indeksini düşünerek ‘ben kiloluyum, obezim, şişmanım’ diye insanlar kendine komut veriyor. Fakat beden kitle indeksi boy ve kiloya endeks alarak ortaya çıkan bir ortalamadır. Yağı hesaba katmayan bir kriterdir. Bu nedenden ötürü insanlar kilo alma ya da verme eylemlerini sadece tartıdaki gördükleri rakamın düşüklüğü ya da yüksekliği olarak algılıyorlar. Bu nedenden ötürü kişinin beynine ideal ağırlığını, ideal vücut yağını ve buna göre nasıl bir yolda ilerleyeceğini söylemesi lazım.” şeklinde konuştu.
Yağ ideale gelmediği sürece o verilen kilo tekrardan geri geliyor…
İnsanların çok hızlı bir şekilde ve kısa sürede kilo verme hedefi içerisinde olduklarını, bunun da çok yanlış bir süreç olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Müge Arslan, “Çünkü kilo verme süreci kişiye göre değişir. Morbid obez denilen aşırı derecede şişman olan bir birey, fazla miktarda vücut ağırlığı olduğu için daha hızlı kilo verirken, zayıf diye kategorize edilen vücut ağırlığının altında olan ya da ideal vücut ağırlığında olan kişiler çok daha yavaş kilo verebilirler. Nedir bunun ortalaması? Literatür, bunu haftada yarım kiloyla bir kilo arası der. Ama kişiye göre değişen bir süreçtir. Bir manken danışan haftada 300 gram veriyor. Bu onlar için iyi bir sayı. Fakat çok aşırı kilolu dediğimiz morbid obez danışan haftada 4 kilo 5 kilo verebiliyor. Bu su kaybı oluyor. Verilen kilonun geri alınması konusu da bu. Yani vücut ağırlığınız iniyor aşağıya. Siz kilo verdim diyorsunuz, ama yağ ideale gelmediği sürece o verilen kilo tekrardan geri geliyor.” dedi.
“Kilo alma ya da verme süreci sadece beslenmeyle alakalı değil”
Kilo alma ya da verme sürecinin sadece beslenmeyle alakalı olmadığını da belirten Doç. Dr. Müge Arslan, şöyle devam etti:
“Egzersiz de önemli bir yere sahip. Yani alınan enerji ve harcanan enerjinin dengesiyle alakalı bir süreçten bahsediyoruz. Yaşın, ciddi bir önemi var. Zamanın ilerlemesiyle beraber her 10 yılda bir bazal metabolizma yavaşlıyor. Spesifik süreçler var menopoz süreci gibi. Özel dönemler var hamilelik süreci gibi, emzirme süreci gibi. Bazı hastalıkların araya girdiği süreçler var hipotiroidi gibi haşimato gibi. Endokrinolojik birtakım hastalıklar gibi. Bunların hepsi aslında kilo alma sürecini tetikliyor.
Fakat egzersiz olmayan bir hayat da oldukça önemli. Bunun için insanlar çalışma hayatında çok aktif oldukları için özellikle masa başı çalışanlara, pratik önerilerde bulunuyoruz. Mesela arabalarını iş yerlerinden birazcık daha uzağa çekerek yürümek gibi, asansör kullanmamak gibi. Hafta sonları sahil kenarında ya da parkta, bahçede yürüyüş gibi… Bunlar hayatı hareketlendirebilecek küçük ip uçları. Beslenmenizi de düzelterek bunlara dikkat ettiğinizde kilo almanın önüne geçiyorsunuz.”
“Beslenme sadece tek besin grubuna yönelik bir şey değil”
Beslenme sürecinin pazar haline geldiğini, besin destekleri ve zayıflama pazarı denilen bir süreç haline geldiğini dile getiren Doç. Dr. Müge Arslan, şunları söyledi:
“Beslenme sadece tek besin grubuna yönelik bir şey değildir. Kişinin aldığı karbonhidrat, protein ve yağ miktarıdır. Kişi karbonhidrat da almalı, protein de almalı ve yağ da almalı. Bu denge o bireye özgü ayarlanmalı. Yapılan en büyük hatalardan bir tanesi bir kişinin zayıfladığı listeyi birçok kişinin uygulaması… Eğitimsiz insanların çok fazla basında göz önünde olması ve bunların beslenmeye yönelik tüyo vermesi. Yanlış ve yetersiz beslendiğinden dolayı yaşamını kaybeden çok fazla insan var. Sağlık sorununa neden olan çok fazla insan var.
Eğer gerçekten sağlıklı kilo vermek ve verilen kilo tekrardan geri alınmak istenmiyorsa diyetisyenlere gidilerek destek alınması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Beslenme uzmanı ve diyetisyenler tarafından vücut analizi yapılarak beslenme süreçlerinin ayarlanması oldukça önemli.”
Temeldeki sorun yaşam tarzına adapte edilmemiş diyet listeleri…
Doç. Dr. Müge Arslan, tek başına diyet ya da tek başına egzersizin etkili olamayacağını ifade ederek, “Bunların ikisi de bir bütün. Temeldeki sorun yaşam tarzına adapte edilmemiş diyet listeleri ve yaşam tarzını adapte edilmemiş egzersiz programları ile başka bir hayata bürünmek.” dedi.