Türk mitolojisi, Türk kültür ekolojisinin meydana gelişinin temel nedenidir. Bundan hareketle, Türk Dünyasının dini inanç ve gelenekleri başta olmak üzere, bütün sosyal ve kültürel boyutlarıyla Türk Medeniyetini anlayabilmenin ve onun insana ve tabiata karşı duruşunu , tavır alışını ve kosmostan kainata dönüşüm çizgisinde kendini idrak edişini kavrayabilmenin ana kaynağının Türk Mitolojisi olduğu ortaya çıkmaktadır.

Mit kelimesinin kökeni, Yunancada anlatı ve hikâye anlamına gelen mythostur. Ancak, anlatı ve hikâye gibi sözlü edebiyat kategorileri, herhangi bir şekilde bir türü tanımlamanın çok ötesinde son derece geniş ve bu yüzden de tanım yapmayı imkânsız kılan bir muhtevaya sahiptir.
Öte yandan; mitler de masal, epik destan ve halk hikayesi gibi, göreceli olarak daha belirli özelliklere sahip anlatılara nazaran çok daha değişken ve akışkan özelliklere sahiptir ve söz konusu anlatı türleri gibi dış yapıya ait şekil özelliklerinden hareketle kolayca tanımlanıp benzerlerinden ayrılabilirler.
Bununla birlikte, Mircea Eliade’nin (1993:12-13) geniş kapsamlı mit tanımını işlevlik değerinden dolayı benimseyip kullanabiliriz. Bu tanıma göre, mit, kutsal bir öyküyü ve eski zamanlarda, başlangıçtaki zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Dahası, mit, doğaüstü varlıkların başarıları sayesinde, ister eksizsiz olarak bütün gerçeklik, kozmos(kâinat) olsun; isterse yalnızca bir parçası (mesela bir dağ, ırmak, ada veya bir bitki türü, bir insan davranışı veya bir kurum) olsun, bir gerçekliğin nasıl oluştuğunu veya meydana geldiğini anlatır.
Bir başka ifadeyle mitler, bir toplumun kâinat ve hayat karşısında sahip olduğu olabildiğince yalın ve kendine ait düşüncelerini içerir denilebilir. (Tuna 2000: 1-2)
Mitlerle bir milletin varlık sahnesine çıkması ve ulusal kimliğini şekillendirmesi arasındaki ilişki bu bağlamda daha rahatça görülebilir.
Türk mitolojisi, Türk kültür ekolojisinin meydana gelişinin temel nedenidir. Bundan hareketle, Türk Dünyasının dini inanç ve gelenekleri başta olmak üzere, bütün sosyal ve kültürel boyutlarıyla Türk Medeniyetini anlayabilmenin ve onun insana ve tabiata karşı duruşunu , tavır alışını ve kosmostan kainata dönüşüm çizgisinde kendini idrak edişini kavrayabilmenin ana kaynağının Türk Mitolojisi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Türk kültür değerlerinin yaşamasını sağlamanın “değişime direnerek, korumakla mümkün olabileceği düşüncesi ile bu değerlerin mitik kökenlerine itiraz temelinde oluşan yok sayma eğiliminde birbirine zıt düşünce gibi görünse de sanki birbiri ile işbirliği içinde olan iki düşünce olarak karşımıza çıkmakta ve Türk uygarlığının eski evrelerinden ve Doğu kültüründen kaynaklanan ritüelleri yok etmektedir.