Beğenmediğimiz, bizi kıskanan (!) Avrupalı liderlerin seyahatlerine bakıyoruz da, yanlarında bir tek koruması bile yok. Adamlar tarifeli uçaklarla seyahat ediyor.
Bir de dönüp bize bakıyoruz.
Maşallah korumaların sayısı belli değil. Makam aracını takip eden araçları saymak hiç mümkün değil. Makam aracı için bile uçak kaldırılıyormuş. Zaten makam aracı gibi bir sürü makam uçağı yedekte bekletiliyor.
Geçiş istikametindeki ana caddeler bile trafiğe kapatılıyor.
Almanya Cumhurbaşkanını gördük. Adam tek başına İstanbul’a, Gaziantep’e ve de Ankara’ ya seyahatinde bile yanında kimse yok. Hollanda başbakanı resmi seyehatinde bile tarifeli uçak bedelini kendi cebinden ödüyor.
Yıllar öncesini hatırlıyorum da, rahmetli ÖZAL bir genelge ile, bakanların bile karşılanmasını yasaklamış. Bakanı sadece sorumlu olduğu daire müdürünün karşılayacağı talimatını vermişti.
Sahi biz niye böyle gösterişe meraklıyız acaba. Yoksa ülkemizi gezmekten mi korkuyoruz ki, yanımıza sayısız korumaları takıyoruz? Oysa tek başımıza bir pazara gitsek, alış verişimizi kendimiz yapsak ve yanımıza sadece bir koruma alsak ne olur acaba? Hele, hele dış seyahatlerdeki masraflarımız arş-ı alaya çıkmıyor mu? Ödenen harcırahların tutarını bilen var mı?
Kısacası diyorum ki, bu kadar şatafatlı yaşantımızı elbette Avrupalılar kıskanır. Ama arkamızdan da gülücükler atar her halde…