Geçtiğimiz günlerde internet ortamında Dadaloğlu’nun ‘Kalktı Göçtü Avşar Elleri’ şiirine Neşet Ertaş’ın söyleminden rast geldim. Açıkçası Türkü beni duygulandırdı.

 Belki de Annemin ailesi, Halil Efendi’nin aile şeceresinde Elbistan’a; Kayseri diyarından gelen Avşar boyundan olması duygulanmama sebep oldu.

Oğuz Türklerinden rol bakımından en önemli aşiretlerden olan Avşar’ ların kahramanlık destanını şiirleştiren Dadaloğlu’nun öncelikle kim olduğuna birlikte bakalım:

Gerçek adı Veli olan Dadaloğlu, Kayseri’nin Tomarza ilçesinde doğduğu bilinmekte olup 18. Yüzyılda Osmanlı’nın Anadolu Türkmenlerinin iskân politikasına karşı koymuş bir halk ozanı. Dadaloğlu Padişah Abdulaziz’e karşı gelmiş ve şöyle demiştir:

“Ferman Padişahın

Ama dağlar bizimdir!..”

 

Bu sebeple ki, Avşar Türklerini her zaman çok araştırırım ve önemserim. Avşar (Afşar) boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'te tanımlanan Oğuz boylarından altıncısıdır.

Yine Hulusi Turgut’un kaleme aldığı Şahinlerin Dansı kitabında,  Devlet Büyüğümüz Alparslan Türkeş’in  ailesinin Kıbrıs’a göç hikayesini anlatırken Avşar Türklerinden bahsetmesi de dikkat çekicidir. Hulusi Turgut , Alparslan Türkeş ile olan bu özel söyleşiyi ‘Şahinlerin Dansı’ kitabında şu şekilde ifade etmiştir:

Alparslan Türkeş,  baba tarafından aslen Kayserili olduğunu açıkladıktan sonra babasından öğrendiği kadarıyla ailesinin Kıbrıs’a göç hikayesini şu şekilde nakletmektedir:

“Dedemin dedesi Arif Ağa, Kayserinin Pınarbaşı’ndan Avşar aşiretine mensupmuş. Birtakım hadiseler olunca Silifke’ye gelmişler. Oralara muhacirler yerleşince Kayseri Pınarbaşı’na tekrar gelmişler. Olaylar karışınca bu defa Osmanlı suyun diğer tarafına, denizin diğer yanına Kıbrıs’a yerleştirmiş.”

Kitap’ta Gazeteci Hulusi Turgut, Avşar Türklerinden olan Alparslan Türkeş’in mensubu olduğu Koyunoğlu ailesiyle ilgili şunları dile getirmiştir:

“Orta Anadolu’da toprak kavgasına tutuşan Avşarlar,  Padişah tarafından 1860 yılında Kıbrıs’a gönderilişi olay yaratmıştır. Kayserinin o zamanki adıyla Aziziye günümüzde ise Pınarbaşı’nın Yukarıköşkerli Köyünden Kıbrıs’a yerleştirilen Koyunoğlu ailesi de Avşar boyuna mensupmuş. Göç sonrası Ada’nın Türk sakinleri arasında yer alır.”

Dadaloğlu’nun, zorunlu göçü anlatan türkülere konu olan şiiri, Avşar boyunun hikayesini anlatmakla birlikte Göç’ün bireyin sadece fiziki ayrılışı değil aynı zamanda bireyin alıştığı bir dizi kurallardan sosyal etkileşimden ayrıldığını göstermektedir.. Sözlerimi Dadaloğlu’nun Türkülere konu olan bu şiiri ile bitirmek istiyorum:

 

Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eyler ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Belimizde kılıcımız kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet vermiş Fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir

Dadaloğlum yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir