Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Ekmeğe hürmet ediniz. Zira Allâhü Teâlâ onu rızıkların en şereflisi kılmıştır. Kim ekmeğe hürmet ederse Allâhü Teâlâ da ona ikramda bulunur.” buyurmuşlardır.
Ekmeğe hürmet etmeli, ayakaltına, pis yerlere, çöplüklere atmamalı, onu hor görmemeli, adi şeylerde kullanmamalı ve onunla bir şeyi temizlememelidir. 
Ekmeğin kızarmış, kabarmış tarafını veya ortasını yiyip kenarlarını yememek israftır. Şayet onlar da yenilecekse bir mahzur yoktur. Tabağındaki artıkları ekmekle sünnetleyip onu da yemelidir.
İhtiyaçtan fazla ekmek almak, sofraya fazla ekmek koymak, ekmek parçalarını ve kırıntılarını yememek israftır. Bunlar da ekmeğe hürmetsizliktir. 
Abidlerden biri bir arkadaşına birkaç tane ekmek ikram etti. O da, en iyisini, güzelini seçmek için ekmekleri alıp çevirmeye başlayınca abid sitemle dedi ki: Öyle yapma! Senin alıp sonra beğenmeyip bıraktığın o ekmekte ne kadar çok hikmetler olduğunu, onda ne kadar çok kişinin hakkı, emeği olduğunu biliyor musun? Suları taşıyan buluttan, toprağı sulayan sudan, rüzgârdan, topraktan, onu ekip toplayan insan ve bu işte çalışan hayvanlardan sonra nihayet sana gelmiştir. Bu kadar emekten sonra sen de alıp elinde çeviriyor sonra da beğenmiyorsun.
İhyau Ulumiddin’de geçen bir Hadis-i Şerifte şöyle buyruldu: 
“Sana ikram edilip önüne gelen ekmeği elinde çevirip de beğenmemezlik etme. Zira onda üçyüz altmış hadimin emeği vardır. 
Birincisi Mikail Aleyhisselâmdır. O Allâhü Teâlânın rahmet hazinesinden yağmuru sevk eder. 
Sonra bulutları sevk eden melekler, güneş, ay, diğer gök cisimleri, diğer melekler, yeryüzündeki hayvanlar… en sonra da ekmeği pişiren fırıncıdır.”