Vatan için destanlar yazmak, övgüler yapmak istiyorum. Fakat kalemin kelamın yapacağı iş değil bu. Onun için en güzel destanı, kanlarıyla toprağı sulayan adsız kahramanlar yazdı. Onun için en güzel övgüyü, Sakarya da, Dumlupınar da Allah, Allah diyen ağızlar söyledi.
İşte benim ülkem ve ülkem evlatları bu idi.
Peki, şimdi ne oldu?
Söylemesi bile insana ıstırap veren hadiselerle karşı karşıya kaldık. Kahraman ordumuz içerisinde, Atatürk sevgisi ile karşıtı olanlara şahit olmaya başladık.
Hele, hele siyaset meydanlarında, tehditleri duyar olduk. Neredeyse ben varsam varsın, ben yoksam yoksun diyenlerin söylemlerine şahit olacağız. En tepemizdekinin bile “ Biz varsak doğalgaz var” sözlerini işitmeye başladık. “ Bize oy verirseniz, hizmet gelir” söylemleri ile karşı karşıya kaldık.
Önümüzde seçim var. Her vatandaş, vatandaşlık görevini kendi iradesi ile yerine getirecek ve beğendiği kişiyi göreve getirecek.
Ama öyle olmuyor, tehditler, biri birini kovalıyor.
Oysa seçilecek kişi veya kitle, sadece ve sadece yapacağı hizmeti anlatarak, oy isteme yolunu seçmelidir.
Sahi biz de bu tehdit politikası ne zaman başladı ve ne zaman bitecek acaba?