Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Ana Bilim Dalı “Topluma Hizmet Dersi” Kapsamında Öğr. Görv. Tuncay DEMİRTAŞ Rehberliğinde Hazırlanmıştır.
İnsan, varoluşundan bu yana her zaman sosyal bir varlık olmuştur. Birbirleriyle sürekli iletişimde olup sosyalleşmişlerdir. Bunu sözcüklerle yapmışlardır fakat, çocuklar buna sahip değillerdir. Çocuklar sözcüklerle iletişim kuramadığı için anlatmak istediklerini oyun ve resimleriyle anlatır.
“Oyun çocuğun işidir.” der Montessori. Oyun çocuğun güvenli bölgesi, özel alanıdır. Oyun oynarken ruhsal problemlerini, bilinç altında bulunan her türlü durumu oyununa yansıtır. Tıpkı resimlerinde olduğu gibi. Resimde o an hissettiği öfkeyi, üzüntüyü, mutluluğu, her türlü duygu ve durumu kâğıda döker. Çizdiği ya da eksik bıraktığı, renk tonları da dahil her şey çocuğun iç dünyasını yansıtır. Söyleyemediği, içine attığı, korktuğu ve çekindiği durumları çocuğun karaladığı her çizgi darbesinde anlayabiliriz. Bu bize çocukları anlamamızda çok büyük avantaj sağlar fakat ülkemizde bu durumla ilgilenen ya da önemseyip araştıran kişi sayısı maalesef çok az durumda. Çocuğun yaptığı resim bize onun iç dünyasında yolculuğa çıkmamızı sağlarken biz bu durumu elimizin tersiyle itip önemsizmiş gibi davranıyoruz. Birkaç karalama darbesi işte deyip geçiştiriyoruz böyle önemli bir avantajı. Oysaki bu durumu önem versek, resimlerinden çocukları anlamaya çalışsak, onların iç dünyasında savaştığı her durumda onlara yardım edebiliriz. O savaşlarda çocuklarla beraber savaşıp kazanabiliriz. Bu sayede çocuk kafasındaki her durumu kendisi halletmeye çalışmaz, yanlış anladığı veya üzüldüğü bir konuyu ailesiyle, öğretmeniyle beraber hızlıca çözer. Böylece çocuğu psikolojik, sosyal açıdan desteklemiş ve yanında olmuş oluruz.
“Çocukların çizdikleri resimler üzerinde çok sayıda araştırma yapılmıştır. Resim çizme, teknik becerilerini kuvvetlendiren, iletişimi güçlendiren bir terapi yöntemidir. Çocukların çizdikleri resimler bilinçli veya bilinçsiz olarak kendi duygu ve düşüncelerinde izler bırakır. Çocuk resimlerinin belli başlı gelişim dönemleri bulunmaktadır. Bu dönemler aşağıdaki gibidir:
1. Karalama dönemi (2-4 yaş)
2. Şema öncesi dönem (4-7 yaş)
3. Şematik dönem (7-9 yaş)
4. Gerçekçilik dönemi (9-12 yaş)
5. Görünürde doğalcılık dönemi (12-14 yaş) “(Başkurt,2022)
Çocuğun resimlerde kullandığı renk, figür, çizgi darbeleri, ayrık veya bitişik çizgiler anlam yüklüdür. Örneğin kullandığı renkler onun psikolojisini yansıtır. Siyah, gri, koyu kahverengi ve koyu renkleri tercih etmesi o an kötü, depresif ve agresifliğini temsil eder. Örneğin çocuğun her gelişim basamağında baskılayan ailede büyüyen çocuklar bu renkleri resimlerinde çok fazla kullanırlar. Bu durumu atlattıklarında ise bu renkleri terk edebilirler. Lakin bir resmine bakıp benim çocuğumun psikolojik sorunlar ya da travmatik bir olay yaşamış gibi hemen kesin kanılara ulaşamayız. Öncelikle çocuğun kaleme, boyalara olan ulaşım imkanına bakmalıyız. Gün içerisindeki ruhsal durumunu ya da arkadaşlarıyla olan ilişkisine bakıp daha sonrasında bazı kanılara varmalıyız. Bu kanılara varırken mutlaka uzmana danışmalıyız.
Çocuklar resim yaparken kullandığı boyalar önemlidir. Çocuğun en sevdiği renk ve en sevmediği rengi bizim için çok önemlidir. Çünkü çocuk yakın çevresini, ailesini, arkadaşlarını çizerken sevdiği ve sevmediği renklerden bu çevreyle iletişimini anlayabiliriz. Arkadaşlarından birini sevmiyorsa sevmediği bir renge boyar ya da öğretmenini seviyorsa sevdiği bir renk kullanır. Aynı kişiyi sürekli sevmediği bir renge boyuyorsa ve sürekli karalıyorsa işte bu bize yol gösterebilir. Bu kişiyle çocuğun iletişimini inceleyip çocuğun bilinç altında yaşadığı sorunu anlayıp yardım edebiliriz.
Maalesef günümüzde çocuklara karşı artan çok fazla şiddet ve cinsel istismar söz konusu. Bu gibi kötü durumları anlamak için çocukların resimleri bizim için inanılmaz önemlidir. Çünkü çocuk yaşadığı bu travmatik olayı içine atıp korkabilir. Korktuğu için kimseye söyleyemeyen çocuk bunu, oyununa ve resimlerine yansıtır. Resimlerinde kullandığı renk, çizdiği resimdeki kişinin hareketleri, yüzü hepsi bizim için birer ipucudur.
Bazı renklerin yazarlara göre anlamı:
Yeşil renk: rahatlık, huzur, dinginlik
Kırmızı renk: saldırganlık, enerji, öfke
Siyak renk: karamsarlık, depresifliği ifade eder.
Lakin her zaman böyledir diyemeyiz çünkü kullandığı renkler kısıtlı olabilir, bir resmi kopyalamış olabilir. Çocukların tüm resimleri göz önüne alınıp doğru bir değerlendirme yapılmalı.
” Çocuk resimlerini anlama ve analiz etmede çizgi değerlerinin de önemi bulunmaktadır. Eğer çizgiler silik ve belirsizse çekingenlik, pasiflik, ince motor problemlerin ve zihinsel yorgunluğun göstergesi olarak değerlendirilir. Sert ve kâğıda bastırılarak çizilen çizgiler ise saldırgan ve gergin bir ruh durumuna sahip bir çocuğu işaret edebilir.” (Büyükalan, Cancan, Çelik, 2018) Yine erişebildiği materyale bakıp doğru bir değerlendirme yapılmalı kesin kanıya hemen ulaşılmamalıdır.
“Çocuk resimlerinde konunun kâğıt üzerine yerleştirilme şekli de çocuğun yapmış olduğu resim hakkında bilgi almamızı sağlayan bir diğer unsurdur. Resimde zemin dayanak, güven, yere sağlam basma ve korku anlamına gelmektedir. Çocuğun zemini kullanış biçimine göre resmin yorumu değişir. Perspektif, çocuğun olaya bakış açısını görmemize yardımcı olan diğer bir unsurdur. Çocuğun gerçekler karşısındaki tutumu, diğer insanlarla olan iletişimi, onlara karşı hissettikleri duygular ve olaylarla baş etme yöntemleri hakkında bilgi edinilmesini sağlayan önemli bir unsurdur” (Büyükalan, Cancan, Çelik, 2018). Özetlemek gerekirse perspektif, çizgi, konum, renk bunların hepsi çocuğun hayal gücünü, duygusunu yansıtır. Buna ek olarak çocuğun yaşadığı çevreyi, ailesiyle ve arkadaşlarıyla yaşadığı durumlar çocuk açısında nasıl anlaşıldığı öğrenebilir.
Örnek1: Yeni kardeşi olan bir çocuk, resminde anne babayı kendisinden ayrı onları beraber çizer. Evin farklı odalarında kendini yalnız çizebilir. Kardeşi kendisinden her zaman küçük çizmesi kıskançlığını gösterir.
Örnek2: Arkadaşları tarafında dışlanan çocuk, siyah ve kahverengi gibi koyu renkleri kullanarak ağlayan, mutsuz yüz veya ağlayan bulut, üzgün ağaç, gibi figürler çizer.
Örnek3: Baskıcı bir anneye sahip çocuk kendisini, kardeşini, babasını küçük çizip anneyi büyük çizer.
Örnek4: Anne babası ayrı olan çocuk evin belirli bir kısmı ayrı veya eksik çizebilir. Evi ikiye bölebilir, iki farklı ev çizebilir.
Özetle çocuğun çizdiği her çizgi darbesinin bile anlamı var. Bu yüzden çocukların yaptığı resimler onların iç dünyalarını yansıtır. Onları daha yakından tanımak bizler için de onlar için de yapabileceğimiz en büyük iyilik olur. Onların sesiz savaştığı her konuda yanlarında olmak için oynadıkları oyunu, kullandığı renkleri, çizdiği resimleri dikkate almalıyız.
Kaynak:
Filiz, Sevil Büyükalan, Derya Aysun Cancan, and Filiz Kansu Çelik. "SURİYELİ ÇOCUKLARIN SURİYE’YE BAKIŞ AÇILARINA İLİŞKİN RESİMLERİNİN ANALİZİ." Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi 19.1 (2018): 519-536.
AKAY, Öğr Gör Recai, and Abdurrahman BAŞKURT. "Çocuk resimlerinin analizi." Çocuğu Tanıma Teknikleri (0-18 Yaş Gelişimsel Yaklaşım) (2022): 149.