En baştan söyleyeyim, Allah kirada oturanların yardımcısı olsun, kızım buna dahildir. Allah vicdanlı ev ve dükkan sahiplerinden razı olsun. Öyle şeyler duyuyor ve şahit oluyoruz ki, gerçekten pes diyoruz. O kadar başıboş bırakılmış ki, devletin yüzde 25 demesine rağmen yüzde 500’e kadar kira artışı yapan vicdansızlara bol bol selam yolluyoruz. Şimdi gelelim başlığımıza. Bunu ben söylemiyorum OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) söylüyor. Özellikle 2023 yılının birinci çeyreğinde, Nominal Konut Fiyatları Endeksi sıralamasında Türkiye 957 puanla 47 ülke arasında birinci olmuş. Sıralamada Türkiye’ye en yakın ülke 259 puan ile Macaristan’mış. OECD ülkelerinin Nominal Konut Fiyatları Endeksi ortalaması 171 puanmış. 2023 yılının üçüncü çeyreğinde, kira fiyatlarının değişimi incelendiğinde Türkiye 43 ülke arasında 397 puanla yine birinci olmuş. Türkiye’ye en yakın ülke ise 169 puanla Litvanya imiş… 

KÖŞEYE SIKIŞANLARA, AÇIKTA KALACAK OLANLARA 

ALLAH YARDIM ETSİN Mİ DİYECEĞİZ?

Resmi verilerle kafanızı karıştırmak istemiyorum. Ama bu gerçeği yaşayanlar olarak, bu noktaya nasıl geldik onun üzerine düşülmesi gerektiğini söylüyorum. Peki bunu kim yapacak? Hemen söyleyeyim hiç kimse. Yani barınacak yeri olmayan ve ancak kira ile başını sokacak yer için, eli kolu bağlı kendi kaderine terkedilen Türk halkı bütçesine göre kiralık ev bile bulamayacak noktaya getirildi. Asgari ücret fiyatına bile kiralık ev bulamayan insanlar ve özellikle emekliler için durumlar gerçekten çok vahim. Birde yaz boyunca çadırlara veya yakınlarının yanlarına sığınan depremzedeleri kış boyunca kötü günler bekliyor maalesef. Beni arayanların çaresizliğini dinlemekten başıma ağrılar giriyor inanın. Hele bizim sitenin görevlisinin beni görüp depremde yıkılan evinin yanına kurduğu çadırda yaşadıklarını, şimdi o çadırda kışı geçirmek zorunda kalacağını söylemesi, en azından bir konteyner bulabilse çoluk çocuk orada yaşayabileceklerini ama nereye başvurduysa eli boş döndüğünü dile getirmesi karşısında ne diyeceğimi şaşırdığımı ifade etmeliyim. Üniversite öğrencilerinin durumları da vahim. Kiralık ev bulabilenler şanslı. Aynı zamanda yurtlara girebilmek de onlar için şans haline geldi elbette.  

TEMİZLİK İMANDAN MI, AHLAKTAN MI EĞİTİMDEN Mİ GELİR 

Bu fotoğrafa iyi bakın, aslında daha beterleri var çeşitli yerlerde. Parklarda yollarda, sinemalarda, spor alanlarında ve birçok yerlerde. Çekirdek çıtlatıp yemekten keyif alan insanım. Favorim çiğ kabak çekirdeği. İyi karpuz çekirdeği de favorimdir. Nerede olsa yerim. Ama edebimle tabi. Asla yerlere atmam, kabuklarını bir torba veya poşete koyarım. Sonra da gördüğüm çöp kutusuna atarım. Sadece buna mahsus değil elbette, bir yere oturduğum vakit buna tuvalet dahil, eğer temiz ise çıkışta temiz bırakmaya şartlanmış birisiyim. Pis bırakılmış ise, eğer mecbur kalmışsam o zaman temizler otururum. Yani böylece sorumsuzların pisliğini de temizlemiş olurum. 

BANA TEMİZLİĞİ İLKOKUL ÖĞRETMENİM ÖĞRETTİ

Sevgili okurlarımız. Ben temizliği ilkokulda öğretmenlerimden öğrendim. Tuvalette oturmayı da ellerimi yıkamayı da çevreyi temiz bırakmayı da onlar öğretti bana. Elbette ailenin de katkısı oldu. Ama Allah var, o öğretmenlerimiz her pazartesi andımız okunmadan önce bize temizlik ve ahlak dersi verirlerdi. Şimdi soruyorum maalesef o gelenekler kaybolmuş. Tabii çocuklar ne yapacaklarını bilmiyor. Örneğin bizim torunlar iyi yetişti. İkisi de titiz. Geçenlerde küçük olan Eymen’in okulda tuvaletini yapmadığını öğrendim. “Niye?”dedim, “tuvaletler çok pis içeri giremiyorum. Haliyle sıkıyorum okul bitince hemen eve koşuyorum” dedi. 

TEMİZLİK KÜLTÜRÜ VE JAPONLARIN AHLAKI

Bakın nereden nereye geldik. Ama temelinde temizlik olursa küçüğünden büyüğüne kadar bunu bilmesi lazım. Sadece çocuklar mı, büyükler bile tuvalet adabını bilmiyor. Tabii hepsi değil. Çok iyi biliyorum ki, yeni evlenen çiftlerde öncelik evdeki tuvalet kullanımında oluyor. Ya kadın ya da erkek. Tuvaleti temiz kullanırsa sorun olmuyor. Ama özellikle erkekler tuvaleti pis bırakınca kadın zaman içerisinde eşinden soğuyacak noktaya gelebiliyor. Bunun tersi de olabilir elbette. Bunu genele yayın ve aklınıza gelen her şeyi değerlendirin. Yolda giderken şöyle çevrenize bakın anlamanız için yeterli olacaktır. Bir örnek vereyim size, bu konuda Japonların eline kimse su dökemez. Bırakın atık bırakmayı, başkalarının attığı artıkları bile üşenmeden toplar ve çöpe atarlar. Bizde çöp kutuları veya konteynerler olsa bile, içine atma yerine çevresine atmak sanki onlar için gurur verici bir durum. 

ÇEVREYİ KİRLET SONRA SUÇU BELEDİYELERE AT

Devam edelim bu konuya isterseniz. Şimdi bu kadar sorumsuzluktan sonra çevreyi kirletenler, temizlemeyip pis bırakanlar pişkin şekilde suçu belediyelere veya kurumların temizlik işlerinde görevli olanlara atıyorlar. Bana sürekli fotoğraf gönderiliyor özellikle konteyner çevresine atılanları çekiyorlar ve iks belediyeyi şikayet ediyorlar. Bunları görenler buna sebep olan sorumsuzlar için tek kelime etmiyor. Oysa çöpünü poşetlere koysalar veya kutulara atsalar inanın bu kadar dağınıklık ve pislik olmaz. Yani insanlar önce kendini eğitmeli ve sorgulamalı. Bakın işte fotoğrafı görüyorsunuz. Gaziantep’teki Hasan Doğan tesisinde maç izlemeye gelinmiş, çekirdek ve cips yemişler, su içmişler hepsini yerlere atmışlar. Oysa azıcık ileride çöp kutusu var, götür oraya at kardeşim. Hayır çıtlatmalı ve paketi dahil hepsini yere atmalı. İşte sorunumuz burada. Bu insanlar eğitimini aileden almıyorsa, şimdiki eğitim sisteminde hiç almıyor zaten. Geçen sene yine yazmıştım özellikle okullarda öğretmenler derslerde en azından tuvalet temizliğini anlatsın diye. Çünkü bu da bir eğitimdir. Sağolsun Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe çok ilgilendi ve bununla ilgili projemiz var dedi. Ama sonrasından haberim olmadı tabi. 

Bu ve benzer konularda bir vatandaş olarak üzerime düşeni yapma görevini üstleneceğim bundan sonra. Okuyup da aklınızda tutabilirsem, belki sizlerde çevrenizde ailenizde işyerinizde ayıp olmasın diye düşünmeden rahatlıkla konuşabilirsiniz. Unutmayın;  

TEMİZLİK EĞİTİMLE GELİR,  

EĞİTİM SAYESİNDE ÖĞRENİLİR,  

AHLAK İLE DEVAM EDİLİR… 

 

Hepinize iyi haftalar.