Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Çok iyi bir yıl olduğunu söyleyemem. Acının, üzüntünün daha ağır bastığı 2023 için, Antep tabiri “gidişin olsun gelişin olmasın” diyebilirim. Acısıyla tatlısıyla çok şeyler yaşadık ama en kötüsü Depremdi. Sonrasında yüzbinlerce insanın barınma sorunu yaşamasıydı. Başlarını sokacak, bırakın evi, bir konteyner, bir çadır bulamayan insanların çektiği çile nasıl unutulur ki… Şu anda bile Gaziantep’te değil ama özellikle Hatay’da hala çadırlarda yaşayan insanların oluşu, inanın yüreğimizi parçalıyor. Bakın Kış mevsimindeyiz ve depremzedeler karda yağmurda, soğukta ayazda çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Bu duruma nasıl üzülmezsiniz ki…  Depremzedeler için o kadar para toplandı, hiç değilse o çadırda mahkûm bırakılanlara konteyner verilemez miydi? Vallahi her gördüğümde kahroluyorum… 

HATAY’DA GÖZYAŞLARIMA HAKİM OLAMADIM 

Bunu tekrar hatırlatmak ve bir gerçeği dile getirmek istiyorum. Çünkü tüm deprem bölgelerine giden, olup biteni gören, yaşayan bir insan olarak Gaziantep farkını söylemeden geçemem. Depremin ilk haftasında Türkiye Kent Konseyleri Birliği olarak Necati Binici ile önce Kahramanmaraş'a gittik. Oradan Türkoğlu, İslahiye ve Nurdağı’nı inceledik. Ertesi gün Pazarcık’tan başlayıp Gölbaşı, Adıyaman ve Besni’ye gittik. 3. Gün ise İskenderun, Hatay ve Hassa’ya gidip neler olup bittiğini gördük. Hatay’da köprübaşında gözyaşlarımı tutamadım ve resmen ağladım. Maraş’ta nutkum tutuldu, konuşamadım resmen. Güzelim İskenderun şok etti. Adıyaman zaten felaket bir görünümdeydi. Vallahi her dönüşümüzde şehir gösterende Gaziantep’i gördüğümüz an Allaha şükür ettik. Elbette biz de sıkıntı yaşadık çok sayıda evler yıkıldı, hala da yıkılmayı bekleyen yüzlerce bina ve ev var. Ama çevre il ve ilçeleri görmeden memleketimizin kıymetini anlayamazsınız arkadaşlar. 

NURDAĞI VE İSLAHİYE DİĞER İL VE İLÇELERE GÖRE ÇOK ŞANSLI 

Gaziantep’te depremde en mağdur iki ilçe var, o da Nurdağı ve İslahiye. Ama bölgedeki il ve ilçelere göre bu iki ilçemiz gerçekten çok şanslı. Bir kere en önemlisi Fatma Şahin gibi Büyükşehir Belediye Başkanı var. Tabii O dönemde Vali Davut başta olmak üzere Milletvekillerimiz ve koordinatör Valilerimiz de büyük çaba gösterdi. Ama tüm yükü Büyükşehir Belediyesi ve ekipleri çekti. Zaten deprem olduğunda da kimsenin göremediği AFAD’ın yapması gerekeni de Büyükşehir yaptı. Bağlandığım canlı yayınlarda bundan hep bahsettim. Eğer bölgedeki ilçeler Gaziantep’in ilçeleri olsaydı inanın şimdi o kadar sıkıntıyı çekmezlerdi. Hatta bırakın ilçeleri buna illeri de katabilirim. Gidin bakın Nurdağı’na ve İslahiye’ye. Birde bölgedeki ilçe ve illerin durumuna. İnanın şok olursunuz.  

ASLA DERS ALMADIK 

Anlayacağınız o hepimizi korkutan, kahreden, üzen, perişan ve mağdur eden 6 Şubat gecesinden sonra ardı arkası kesilmeyen deprem ve artçılarla yaşadık 2023 yılını... Yalnız kimse bu söyleyeceklerime sitem etmesin; Çünkü asla ve asla ders almadık. Sadece Gaziantep için söylüyorum, doğru dürüst 2 gün ekmeksiz, susuz ve yiyeceksiz kaldık. Tabii belli kesim onu da yaşamadı. Geniş halk kesimi olan bizler yokluğu doğru dürüst görmedik. Açlığı yeterince hissetmedik. Yani öyle ahım şahım aç kalmadık. Ama bu kısa sürede bile Allaha şükür etmeyi ve ders almayı bilemedik. Çünkü aç gözlülüğümüzü yenemedik. Yaşadığımıza şükür etmedik. Lokantalar hayır kurumları, hayırsever arkadaşlar, fabrikalar ellerinden geleni yaptı. Hatta bazıları restoranlarda barınmalarını sağladı. Ama öyle bir şeye şahit oldum ki resmen şok yaşadım. Bazı lokantalara sığınanlar İlk günler çorba ekmek ikramını 3. Gün ve sonrasında beğenmeyip kebap ve tatlı istemeye başladı. Öyle ki, bu yüzsüzlük ve aç gözlülükleri yetmiyormuş gibi O lokantaların tabak, bıçak, çatal ve kaşıklarını alıp gidenleri söylemiyorum bile. Maalesef bunları da gördük yaşadık. Bir çadır alanların tatmin olmadığını, tekrar tekrar kuyruğa geçip 3-4 çadır peşine düştüğünü, sonra da onları sattığına şahit olduk… Yani söyleyecek ve yazacak o kadar çok şey var ki, inanın çoğunu kaleme almaktan utanıyorum. Ama bu gözlerin, Camilere ve eğitim yuvalarına sığınan depremzedeleri 1-2 gün sonra çıkartmak isteyenleri, "içeriyi ve tuvaletlerini kirletiyorsunuz" diyerek elektrikleri kesip kapıları kapatanları gördüğünü söylemeliyim.

BUNLARI DA UNUTMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL 

2023 denildiğinde Deprem ve sonrasında yaşadıklarımız dışında başka bir şey aklıma gelmiyor. Aslında büyük deprem gecesi ve gündüzünde o insanların kendi kaderlerine terkedilmesi, yardıma gelmeyenler yüzünden tırnaklarıyla enkazları kaldırıp yakınlarını kurtarmaya çalışanları da elbette unutamıyorum. Sonrasında fırsatçıları, ağır hasarlıyı orta hasarlıya çevirme dümenleri, sırf yardım alabilmek için oturdukları az hasarlı binaları adamlar ayarlayarak ağır hasarlıya çeviren namussuzları da unutmak mümkün değil… Evleri az hasarlı iken şehrimize gelen acemi ve toy mühendislerin keyfi veya gıcık olduğu için ağır hasarlı yazanları da unutamayız elbette. Ve çok yakınlarımızın aramızdan ayrılmasıyla kahrolduğumuz günleri hiç ama hiç unutamayız… 

EVET… TEKRAR EDİYORUM, “EYY 2023, GİDİŞİN OLSUN GELİŞİN OLMASIN” 

HEPİNİZE İYİ YILLAR DİLİYORUM