Deprem kuşağında yer alan ülkemizde asıl riski depremin kendisinin değil, "güvensiz yapıların" oluşturduğu bilinciyle hareket edilmesi gerekiyor. Depremler yerkabuğunun kaçınılmaz bir gerçeği. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır.
Türkiye’nin yüzde 93’ten fazlası deprem bölgesi olup, ülkemizde iki büyük fay hattı bulunmaktadır...
İstatistiki verilere göre dünyada bir yıl içerisinde ortalama 500 bin deprem gerçekleşmektedir. Bu depremlerin ancak 100 bine yakınını insanlar hissedebilir. Yaklaşık 400 bin depremi ise insanlar hissedemez. Dünyada ortalama her yıl 1-2 kez 9 şiddetine yakın deprem olmaktadır. Bu depremler de daha çok okyanus ülkelerinde meydana gelmektedir. Guatemala. Şili, Peru, Endonezya, İran, Pakistan, Portekiz, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan, İtalya, Japonya ve ABD gibi ülkelerde sıklıkla ve küçük şiddetlerde depremler yaşanmaktadır. Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada 1500’lü yıllardan itibaren farklı zamanlarda 7 ve üstü büyüklükte 23 deprem olmuştur.
Tek çare güvenli binalar inşa etmektir
Şehirler, fay hatlarının geçmediği bir yere taşınamayacağına göre tek çare önlem almak, güvenli ve sağlam binalar inşa etmektir.
Depremde Binaların Göçme Nedenleri
Zemin ve bodrum katlarında kesilmiş taşıyıcı kolon ve kirişler
Kaçak katlar
Yetersiz kesit boyutları
Kısa kolonlar ve kirişler
Kolonun ve kirişin çürümesi
Kolon-kiriş bileşme bölgelerindeki sorunlar
Su yalıtımı yapılmayan kolon ve kirişler
Malzeme eksikliği/uygunsuzluğu
Güçlü kolon, zayıf kiriş prensibinin uygulanmaması
Yetersiz taşıyıcı eleman dayanımı
Yumuşak kat veya uygulama hatası gibi şartlar olabilir. Ciddi şekilde incelenmeli ve çözümler geliştirilmelidir.
Yapılan yanlışlar
· Alüvyon tabana çürük temel
· Binaların sismik standartlara göre maksimum sismik yoğunluk varsayılarak inşa edilmemesi
· Taşıyıcı kolon ve kirişte, yetersiz ve kötü kalite malzeme kullanılması
· İnşaat işçisi eğitimsizliği
· Müteahhit eğitimsizliği
· Şantiye şefinin ruhsatta göstermelik olması ve şantiyede bulunmaması
· Projeyi imzalayan “imzacı” olarak tabir edilen mimar ve mühendisler
· Riskli bölgelerde depreme dayanıklı proje hazırlama ve projeyi inceleme tecrübe yetersizliği
· Şantiye denetimsizliği
· Yapı denetimiyle zayıf binaların belirlenmemesi ve depreme dayanıklı hale getirilmemesi
· Güven değil, rant esaslı bina yapılması.