Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem Gaziantep’te dahil 11 ilde büyük bir yıkıma neden oldu. 6 Şubat sabahına 11 il ve Türkiye adına büyük bir faciaya uyandık… Şehir olarak, ülke olarak depremin yaralarını birlik ve beraberlikle sarmaya çalışıyoruz ancak geride bıraktıklarımızı sarabilecek kadar kuvvetli bir sargı bezi var mıdır bilinmez…Çünkü biz korkuyu ardımızda bırakamadık yanımızda, zihinlerimizde bugünümüze kadar taşıdık. Çünkü biz acıyı ardımızda bırakamadık, 45 bin 968 canımızla enkaz altında kaldık, tuğlaların arasında sıkışarak can veren bedenlerimiz isimsiz mezarlara gömüldü.
Acı ve korku içinde dehşeti, cehennemi yaşadık. Şehirlerimiz, hayallerimiz, hayatlarımız yıkıldı. Aileler yok oldu, bebek kefenlerinin, battaniyeye sarılmış yerde yatan canlarımızın soğuk, yaralı vücutları zihnimize kazandı. Biz 6 Şubat’ta yeryüzünde cehennemi, kıyameti yaşadık. Bir korku ile uyandık, kimimiz hiç uyanamadı. Dünya durdu, hayat durdu, zaman durdu, 6 Şubat’tan bu yana devam eden tek şey; yerin acımasız hareketleri, zelzeleleri oldu.
Artçılar hala devam ediyor, devam ettikçe insanlarımız sokaklara dökülüyor, çadırlarda uyuyor. Adam akıllı tam zamanlı çalışan iş yeri nerdeyse yok! Normalleşmeye çalışıyoruz ancak yüreğimizde büyük bir korku var, soğuktan korunmak için sığındığımız evlerimiz, soğukta giremediğimiz evlerimiz haline dönüştü. Asrın felaketi, zengin, fakir, kiracı, ev sahibi, patron, işçi hepimizin felaketi oldu. Sosyal sınıf ayrımı camilerde, sosyal tesislerde battaniye üzerinde yattığımız o günlerde acı bir gerçek gibi hepimizin yüzüne bir kere çarptı. İnsanlar bazı hakikatlerle toprağın altına girmeden yeryüzünde karşılaştı. Bu bize ders olmalıydı ancak olmadı!
Depremin ardından fahiş fiyatlı kiralar düşmeliyken neredeyse 4 katı oldu. Depremin ardından hasarsız evlerimize girmeliyken, konu komşu birlik olup hesaplara yatan 10 bin TL için evimize haybeye hasarlı raporları aldırdık. Ölenlerin ardından utanmalıydık ancak utanmadık! Dünya malına tüm hırsımızla daha çok sarıldık. Elimizdekini paylaşma günüyken dükkanları yağmaladık, fiyatları arttırdık! Depremin korkusu yüreğimizdeyken başımıza taş boşuna yağmadı, dünya yıkılmalıydı diyebildik sadece… Asrın felaketi, insanlığın felaketine dönüştü. Yıkıldık, binalarımız, hayatlarımız, hayallerimiz, insanlığımızla yıkıldık… Depremin yaraları korku ve acı içinde de sarılır ancak insanlığın yaraları yüzyıl da geçse sarılmaz!