Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etmesini anmak amacıyla her yıl 29 Ekim'de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan milli bayramımızdır.

 

Bu kutlu günde Mustafa Kemal Atatürk’ü bir Gaziantepli olarak anmak yaşatmak ve kutlamak bir şereftir. Atatürk, Milli Mücadele yıllarında, Gaziantep’in düşman karşısındaki yiğitçe direnişlerini, ölümle diş dişe savaşlarını, savunmalarını coşkuyla izlemiş, onlara her fırsatta güç vermiş, Gazianteplileri övmüştü.

 

Gaziantep’e gelen Atatürk’e meydanlarda davul-zurnalar çalan Gaziantepliler, milli oyunlar oynayıp, coşkuyla gelişini alkışladı. Halkevinde çeşitli kuruluşların yöneticileri ile bir araya gelen Atatürk, Gaziantep’teki çalışmalardan memnundu. Akşam, Gaziantepliler, Atatürk’e iki yüz kişilik bir yemek verdiler. Yemeğin sonunda Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali bir konuşma yapmış, sözlerini şöyle tamamlamıştı: "Gazi bizim Gazimiz, kâinat ve insanlığın Ulu Gazisi… Gaziantep’in yüreğinden coşan sesi dinliyor musun? Bu ses, tek ses olarak neden senin büyük yüreğine akıyor. Gaziantep seninle yeniden kuruldu, çünkü sana inandı, bağlandı. Sana inanan, sana bağlanan kendi varlığına inanır. Hakka inanır, sonsuzluğa bağlanır. Sen her şeysin, Gazisin. Büyük Türk’ün bizzat kendisisin, özüsün, kütük adın Gazi Mustafa Kemal’dir. Fakat doğuş adın, tarih adın, asıl adın Türkiye’dir” demiştir.

 

1925'te çıkarılan yasayla bugün ulusal bayram olarak kutlanmaya başlanan Cumhuriyet Bayramımız da Atatürk'ün Gaziantep'e geldiğinde balkondan halka hitap ettiği tarihi konak, kentin sahip olduğu değerlerin sergilendiği Arkeoloji Enstitüsüne dönüştürüldü. Yüzüncü yılımızda yüreğimizde coşan ses olan Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali’nin dediği gibi… “Gaziantep seninle yeniden kuruldu, çünkü sana inandı, bağlandı. Sana inanan, sana bağlanan kendi varlığına inanır. Hakka inanır, sonsuzluğa bağlanır…”

 

Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı kutlu olsun!