Yıllar öncesini hatırlıyorum. Okul dönemlerimi hatırlıyorum. Öğretmenlerim, öğrenci arkadaşlarım gözümün önüne geliyor adeta. Ne güzel yıllardı diyorum kendi kendime.
Öğretmenler günlük tıraşları, kravatları ve ütülü elbiseleri ile öğrencilerin karşısına çıkardı.
Öğrenciler de geri kalmazdı. Zaten orta okul ve lisede kravatsız, ceketsiz ve de uzun saçlı okula alınmazlardı. Bir müdür yardımcısı kapıda bekler ve kravat takmayan, ceket giymeyen ( okulun son günü bile olsa) öğrencileri geri gönderirlerdi. Uzun saçlıların saçı ise müdür muavininin elinde bulunan makasya kırpılır ve berbere gönderilirdi.
İlkokul öğrencilerin kıyafeti ise malum. Siyah önlük ve beyaz yaka.
Ama şimdi:
Öğrencilerin, öğrenci olduğu bile bilinmez durumda. İstediği kıyafet ve saçla girebiliyor okula.
Öğretmenlerde aynı. Kot pantolonlu, saçları uzun, hatta kuyruklu bile olabiliyor. Traş dersen hak getire. Bir karış sakal bile bıraka biliyor bizi hayata hazırlayanlar.
Ya İlkokullarda Andımızın kaldırılmasına ne demeli?
Göğsümüzü gere, gere TÜRKÜM DOĞRUYUM diye haykırışlarımız hala kulaklarımda çınlıyor.
Kısacası geçmişi özlüyor ve de isyan ediyorum…