Yaşadığımız toplumda bizi zinde ve ayakta tutan bir diğer insanın yaşamındaki başarılar ve kazanımlar olabiliyor. Kendi hayatımızı daha ileriye götürmek, daha güzel bir standart ile yaşamak, bir sınavda başarıyı yakalamak ve daha güzel ilişkiler kurabilmek adına çevremizdeki insanların ne yaptığına bakıyoruz. Çünkü bizler doğamız gereği ilişki kuran ve ilişkiler bütünüyle ayakta duran varlıklarız.

Bazen haset duygusu bizleri tetikleyici güç olarak ayakta tutmaktadır. Haset duygusu öyle bir güçtür ki insanı eyleme sürükleyebilir. Mesela bizden daha başarılı insanlara bakıp "helal olsun, gerçekten güzel işler yapıyor tebrik ederim" dediğimizde imrenmek çizgisinde kaldığımızı söyleyebiliriz. Fakat benim de onun kadar başarılı olma ihtimalim var dediğimiz de ve başarı yolunda gerekli adımları attığımız da haset duygusunun insanı eyleme geçirdiğini yani kuvvetli bir güç olduğunu fark edersiniz. Haset duygusu ve kıskançlık duygusu ilişkilerin nabzını tutsa da hayatın her alanında olduğu gibi fazla doz insanı tehlikelere sürükleyebilmektedir.

Kıskanç insan kaybetmekten korkar. Korkunun fazlası içsel ve dışsal bizleri yıkımlara sürükleyebilir. Fazla kıskançlık karşımızdaki insanlarla bizi kıyaslama noktasına götürebilir. Başka insanların hayatlarına bakarken dalıp gider ve artık kişi kendi hayatına yabancılaşmaya başlar. Yetinme ve şükran duygusunun yitirildiği hayatlarda mutsuzluk kaçınılmazdır.

Haset ve kıskançlık duygusunun olumlu yönlerini görmezden gelmemek gerekir. Fakat bir şeyi değerlendirirken hem olumlu hem olumsuz taraflarını da gözlemlemek faydalı olacaktır. Bir yanıyla da bu duygular yıkıcıdır, açgözlülüğü de peşinden getirecektir.

Haset duygusunun itici gücünden faydalanan bir birey kendi hayatı için elinden gelen çabayı gösterdikten sonra karşısına çıkan tüm sonuçları içtenlikle kabul eder. Sonuçların beklediğinin tersine çıkması onu büyük ruhsal ve fiziksel yıkımlardan uzak tutar.

Aradaki ince çizgiyi görmeli ve o çizginin neresinde olduğumuzu soralım her gün kendimize..

Aile, iş, aşk, arkadaşlık gibi tüm ilişkilerde bu soruyu sormak kendimize, varoluşumuzu yaşarken iyileşerek yola devam etmemizi sağlayacaktır.