Biraz düşünelim. Olumsuzluklara verdiğimiz önem hayatımızda ne kadar yer teşkil etmekte. Elimizde olmayanları, hayatımızda tutunamayanları ve kaybettiklerimizi düşündükçe anın bahşedilen güzelliklerini görmek zorlaşmakta. Aynı zamanda Dertleşmek, anılar üzerine konuşmak ya da gidenlerin boşluklarında hüzün biriktirmekte normalimiz hepimizin. Olmayanlara serzenişler ve neden benim başıma geldiler bizim en büyük ortak noktamızı oluşturuyor sanki, bir diğer kimseyle paylaştıkça rahatlayan gönüllerimiz ve günlerimiz de iyi ki varlar. Her ne kadar konuşup, o hüzün duygusunu dibine kadar yaşayacaksak da  olmayanların denizinde boğulmamak için de enerji dönüşümü şart. O enerji dönüşümü bir yürüyüşle, belki uzun zamandır görüşmediğin bir kimseyle belki bir temizlikle, belki bir şarkıyla gelebilir insana. Yani herhangi bir adım ile. Yani bir hareket ile. Kalarak ve hareket etmeden o enerjiyi dönüştürmek çok imkanlı görünmüyor. Olanlara ve olmayanlara gerekli enerjiyi verip, yola devam etmek elzemdir. Hayata teşekkür.