Ne talihsiz bir milletiz, ne çok düşmanımız var, ne talihsiz bir coğrafyada yaşıyoruz…

Yıllardır bir çok insan gibi ben de “bu kadar çok düşmanımız olduğu düşüncesi bir paranoya mı acaba” diye defalarca sordum kendime.. Merhum Nihal ATSIZ’ın geçmişten geleceğe ilan ettiği düşman milletleri, yaşananlara bakınca zaman zaman yine soruyorum.

Türkler bulundukları coğrafyalarda asırlar boyu büyük mücadeleler vererek, bedeller ödeyerek günümüze gelmiş, özgürlüğüne ve kendi kendini yönetme bünyesinde başka toplum ve milletleri barındırma özelliğine sahip.

Kendinden olmayana dahi kucak açıp her türlü suçlamaya rağmen birlikte yaşadığı herkesi kendi gibi bilen bir millettir Türk Milleti !

Nazım Hikmet’in ünlü DAVET şiirinde ne güzel anlatmış;

“Dört nala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.

 Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benzeyen toprak,  bu cehennem, bu cennet bizim.”

 

Evet asırlarca 4 kıtada at koşturan ecdadın tüm mücadelelerine rağmen değişen dünya, içeriden ve dışarıdan birleşen düşmanın ileri derece işbirliği Türkleri Anadolu’ya sıkıştırıp bıraktı. Elimizdeki son vatan parçasını korumak, milyonlarca şehidin emanetini gelecek nesillere tertemiz bir şekilde teslim etmek zorundayız.

Severiz sevmeyiz, beğeniriz beğenmeyiz Türkiye Cumhuriyeti 100 Yıl önce yedi düvele karşı verilen büyük mücadele sonrası Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurmuş olduğu genç bir devletin adıdır.

Büyük Hun, Batı Hun, Avrupa Hun, Ak Hun, Göktürk, Avar, Hazar, Uygur, Karahan, Gazneliler, Büyük Selçuklu, Harezmşahlar, Altınordu, Timur, Babür ve Osmanlı hepsi birbirinden değerli devlet kurmuş bir milletin mirasçısıdır Türkiye Cumhuriyeti.

Bu memleketi seven herkes için ecdadın hepsi değerli.. İyisiyle, kötüsüyle onurla sahip çıkmak zorunda olduğumuz değerlerimizdir.

Türk Milletini sevmek diğer milletlerden nefret etmek, onları aşağılamak, dindar olmamıza, dinimizi diyanetimizi yaşamamıza engel olmak demek değildir. 

Türklerden başka kendi milletini sevip başka milletleri kucaklayan başka bir topluluk olmadığını düşünüyorum. 

Birinci dünya savaşı sonrası asırlarca İslamiyetin sancaktarlığını yapmış Türkler devletsiz bir sömürge olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış, imanlı inançlı Anadolu insanı ve Mustafa Kemal Atatürk gibi komutanlar sayesinde küllerinden doğan bir devlet olarak mazlum milletlere örnek, esaret altındaki devletlere model olmuştur.

100 yıl sonra da olsa Türkiye Cumhuriyeti modeli; dünyayı sömüren ve kurtuluş savaşında Türklere bir kez daha yenilen emperyalist devletler ve içerideki işbirlikçileri tarafından hiç sevilmedi.

Hani haçlı zihniyetinin, İslam düşmanı toplumların, Yunanın, Ermeninin, Bedevi Arabın, Acemin, Rumun  yani düşmanın sevmemesi normal de, içerde bu devletin nimetlerinden en çok faydalananların yalan yanlış bilgilerle nefret ettiği bir devlet olarak bunları bağrına basan bir millet olmanın ızdırabıyla yaşıyoruz.

29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayacağız..

Son yıllarda ülkemizde yaşananlara bakınca, Atatürk ve Cumhuriyet üzerinden Türk Milletine hissedilir bir şekilde dışa vurulan nefreti açık bir şekilde görüyoruz. Bunlar bazen kamu görevlisi, bazen hükümet yetkilisi, bazen TBMM Çatısı altında Türk Milletinin çıkar ve menfaatini korumak için namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş bir vekil olabiliyor.

Bu nedenle yazının başlığını neredeyse 100 yıllık kin, 100 yıllık nefret, Cumhuriyet ve Atatürk ile Sinsi Savaş atasım geldi.

O sevilmeyen rejim ve kurucularına atılan iftiralar, edilen küfür ve hakaretler vefa ve medeni durumumuzu ortaya koyuyor.

Zaman zaman faşistler tarafından faşistlikle suçlanan bu irade Türklüğün tanımını yaparken "Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk kabul etmiş" bu kadar birleştirici, kucaklayıcı bir başka örnek var mı, biri istese üste para verse kendilerini seçilmiş IRK olarak kabul eden Yahudi Milletinin bir parçası olabilir mi acaba? 

Belirttiğim gibi başka ülkelerin nefretini, sevmemesini anlamak mümkün ancak kendi vatandaşımızın değişik nedenlerle nefretini anlamak mümkün değil.

Toplumda bir kesim var ki Türkiye Cumhuriyetinin kurucu unsurunu Türk Milleti oluşturduğu için sevmiyor Türkleri, İslamı siyasi malzeme olarak kullanıp çıkarlarına  alet eden dinci kesim Hilafeti kaldırdılar diye sevmiyor, bir kısım Türkler Müslüman diye sevmiyor, bir başkası sisteme düşmanlığından, büyük çoğunluğu da bu fitne grupların yanlış bilgilendirmeleri nedeniyle düşman memlekete.

Allah’tan körü körüne ve sistemli düşmanlardan daha çok hiçbir çıkar gözetmeden "vatan sana canım feda" diyenimiz daha çok.

Valla kimse kusura bakmasın 100 yıl önce çok zor şartlarda kurulan Türkiye Cumhuriyeti miras bırakan ecdadın vasiyeti üzerine ilelebet payidar olacak, asırlar boyu dünyada hükmünü sürdürecek.

Keşke bazılarımız geçmişe takılıp kalmak yerine elimizdeki nimetin kıymetini bilsek, kısır ve cahil çekişmelere kurban etmesek dünyanın en güzel ülkesini, en seçkin devletini.

Madem siz bizi sevmiyorsunuz, yeriniz Türk Düşmanlarının yanıdır, mevkiniz makamınız her ne olursa olsun akibetiniz onların uğradığından hiç farklı olmayacaktır.

Yukarıda da belirttiğim gibi çok şükür bu ülkede sevmeyenden çok her durum ve her şartta ülkesini seven, vatanı için gözünü kırpmadan can verebilecek milyonlarca Türk Milliyetçisi var.

Vefat yıldönümünde rahmetle andığımız Türkçülüğün Esaslarını yazarı Merhum Ziya Gökalp’in buyurduğu gibi “Türkleri silinmekten kurtaracak olan, “milliyet” fikridir. Türk Türkleştikçe kuvvetlenir.”

Türklüğünden, devletinden, milletinden, dininden, diyanetinden utanmayan, gurur duyan bu milletin yılmaz savunucusu Türk Milliyetçilerini mahkeme kararları, sokak kampanyaları, anti Türk politikalar yıldıramayacak Türk Milliyetçiliği adalet dağıtması gereken mahkemelerin  kararlarına konu olmayacaktır.

Her şeye rağmen Türkler hem Türklüklerine, hem ATALARINA, hem CUMHURİYETLERİNE sahip çıkmaya bayraklarını gönderde, ezanlarını göklerde dalgalandırmaya devam edecekler.

Selam olsun “Şimden geri kimse, Türk Dilinden özge söz söylemeye” diye ferman çıkaran Karamanoğlu Mehmet Bey'e,

Selam olsun genç yaşta aramızdan ayrılan Türklük aşığı, Turan Sevdalısı merhume Ganire PAŞAYEVA’ya.

Selam olsun nedeni bilinmeyen bir şekilde sokak ortasında kahpece katledilen, kendini Türk Milletinin hizmetine adamış  Sinan ATEŞ'e 

Selam olsun kutlu Türk Ocaklarını kuran Türk milletinin aydınlığa çıkması için büyük mücadeleler veren Türk Ocaklı ecdada…

Selam olsun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yiğit silah arkadaşlarına…

Yaşasın Türk Milleti Yaşasın Cumhuriyet!

Müşterek dualarda unutulmamak, dualarımızın Gazze'de katledilen çocukların, masum insanların kurtuluşuna vesile olması dileklerimle, Cumamız Mübarek, Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.