19 Aralık 1918 ve 19 Aralık 2022, aradan geçen tam 104 yıl. O zamanlar hayatta değildim, ancak bu topraklarda doğup büyümenin gururunu yaşıyorum. Tarihimize tekrar göz atmak istiyorum...
I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasını takiben, yöreden göç ettirilen Ermenilerin, Fransızlar desteğinde geri döneceği ve yöreyi işgal edeceği söylentilerinin yayılması, dehşet verici olayları yaşayan ve bu Ermeniler döndüğü takdirde aynı dehşeti bir kere daha yaşayacağının bilincinde olan, Türk halkını endişeye sevk etmişti.
Nihayet, 11 Aralık 1918’de, Dörtyol’u işgal eden Fransızlar, bu işgalde dört yüz Ermeni’den oluşan bir Fransız taburundan faydalanmışlardı. Bu işgal birliğine bağlı erler, Türklere ait on iki evi basarak eşya ve paralarını gasp etmiş, bir kadını boğazından yaralamış ve Osmanlı jandarmasını kasabadan çıkarmışlardı.
Ermeni şiddet hareketlerinin daha önceleri Türkler arasında yol açtığı hoşnutsuzluk, Ermenilerin, Fransızlar desteğinde, bölgeyi işgal edeceği söylentilerinin yayılması ve gerçekten de, Fransızların, işgal sırasında, Fransız askeri üniforması giydirdikleri Ermenilere, işgal kuvvetleri arasında yer vermeleri ve bunların işgalle birlikte hakaret, gasp ve yaralama olaylarına girişmeleri, Türk ve Müslüman halkın, Ermenilerle birlikte, Dörtyol, Adana ve havalisini işgal eden Fransızlara da sert tepkiler göstermesine yol açmıştır. Fransızlar, işgali takiben, daha önce Suriye ve Lübnan’a göç ettirilen Ermenileri, Dörtyol’a ve yörenin diğer şehirlerine naklederek, yerleştirdiler. Az zamanda, Dörtyol’a yerleştirilen Ermenilerin sayısı on iki bin kişiye ulaştı.
Kısa zaman sonra, Dörtyol ve yakınlarına yerleştirilmiş olan sivil Ermeniler de, Fransız İşgal Kuvvetlerinden cesaret ve destek alarak, Dörtyol civarındaki köylere baskınlar düzenlemeye başladılar. Bunların yaptığı zulümlerden ve işkencelerden bıkan ve endişe içinde sıranın kendilerine geleceği günü bekleyen Dörtyol’a bağlı Özerli Köyü halkı, Hacı Hüseyin Oğulları’ndan Emin Hoca Başkanlığındaki üç kişilik bir heyetle, bölgenin İngiliz Komutanlığı’na müracaat etti. Heyet, köylerinin ve çevrenin, Fransızlar ve özellikle Ermeni zulmünden korunmasını istedi. Bunun üzerine, İngiliz Komutanlığı, Hintli Müslümanlardan oluşan bir müfrezeyi, Dörtyol’a gönderdi. Bu müfreze, asayiş ve sükûneti geçici bir zaman için sağlamayı başardı.
Fakat, bir süre sonra, Fransızlar ve Ermeniler, Özerli Köyü’ne saldırdılar ve halka hakaret ettiler, bazı evleri yağmaladılar. Bu kötü tutum ve hakaretlerine tahammül edemeyerek karşı koyan Özerli Köyü İhtiyar Heyeti’nden Muhtar Şeyhmuszade (Şeyh Musazade) Mehmet Ağa ile üye Abdülkadir Ağazade Yusuf Ağa’yı, elleri bağlı olarak, Fransız İşgal Komutanı’nın kapısı önünde, süngü ile şehit ettiler. Ayrıca, Dörtyol’un güneyinde ve yakınındaki Karakese Köyü’ne güçlü bir müfreze ile taarruz eden Fransızlar ve Ermeniler, Özerlide işledikeri cinayetleri bu kez gerçekleştirme imkânı bulamadılar. Karakese ve çevre köyler halkı, Fransız ve Ermenilerin zulmüne uğramamak için, Dörtyol ve Özerliye giden yolları taştan hazırladıkları siperlerle kapatarak, kendilerini savunmaya karar vermiş ve cereyan eden şiddetli bir muharebeden sonra beş-on erlerini kayıp veren ve şaşkına dönen Fransızlar, Dörtyol’daki karargâhlarına geri çekilmek zorunda kalmışlardır, 19 Aralık 1918. Bu arada, Dörtyol ve çevresindeki köyler halkından, Türklere ait hayvanlara zorla el koyarak götürmek isteyen Ermeni kafilesi de Turunçlu yakınında karşılarına çıkan Koca Ömer Oğlu Mehmet Çavuş (Mehmet Kara), Köse Mehmet ve bazı arkadaşları tarafından imha edilmiş, hayvanlar kurtarılmıştı. Yakın zamana kadar, Millî Mücadele’de düşmana karşı ilk kurşunun, nerede ve hangi tarihte atıldığı konusunda bir görüş birliği yoktu. İzmir’in işgali sırasında Hasan Tahsin Recep (asıl adı Osman Nevres)’in, Yunanlılara attığı kurşun, Millî Mücadele’nin ilk kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve ortaya konan vesikalar, Millî Mücadele’de düşmana karşı atılan “ilk kurşunun -hatta kurşunların-”, Dörtyol’da, 19 Aralık 1918’de, Mondros Mütarekesi’nde elli gün sonra, yiğit Dörtyolluların cesur evladı Mehmet Çavuş (Mehmet Kara) ve müfrezesi tarafından atıldığını ortaya çıkarmıştır. Gerçeğin ortaya çıkması sonucunda, bundan böyle tüm kaynaklarda, Millî Mücadelede İlk Kurşun‘un Dörtyol İlçemizden sıkıldığı yazıyordu.
Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü’nden Osman Oğlu Mustafa da Kurtkulağı Mevkii’nde şehit edildi. Bu ve benzeri haksız davranışların devamı Türk halkını direnişe şevketti. Yöre halkı, canını ve namusunu kurtarmak için, her türlü imkanını kullanarak silah satın almaya başladı. Kara Hasan da Fransızlardan, kardeşinin intikamını almak için, Kuzuculu Köyü’nde bir teşkilat kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silahlanan yöre gençleri de Kara Hasan’a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400’e varan bir Milli Teşkilat ortaya çıktı. 1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan (Hasan Paşa) ve çetesi de Türkiye’de, işgal güçlerine karşı, Milli direnişi ilk başlatan teşkilat olmuştur.
Her yıl 19 Aralık haftasında, büyük ilgi gören İlk Kurşun Kültür Sanat ve Turunçgil Festivali düzenlenmektedir. Ayrıca bu bağlamda çeşitli yarışmalar yapılmaktadır.
Güzel Dörtyol'umuzdan, düşmana sıkılan İlk Kurşunun 104. Yıldönümünü kutluyorum, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.