Eğer bir sokağa girdiğinizde o sokağın kedi ve köpekleri insanlardan kaçmıyorsa bilin ki o sokakta iyi insanlar yaşıyordur. Fakat girdiğiniz bu sokakta kedi ve köpekler insanlardan kaçıyorsa, insanları görünce uzaklaşıyorsa o sokakta hayvan severler oturmuyordur. Bir sokağın kedi ve köpekleri o sokakta yaşayanların insani değerlerinin önemli bir ölçütü olabilir...
Unutmayalım ki hayvanlar Cenab-ı Allah’ın bizlere emanetidir. Cenab-ı Allah, "Rabbim der ki; hayvanlar benim sessiz kullarımdır, şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklar.” diye buyuruyor. Dünyadaki her canlı gibi sokak hayvanları da bu doğanın bir parçası ve her canlı gibi onların da barınma, beslenme ve güvende yaşama hakkı bulunuyor.
Bir kedi kışın 6 buçuk saat, Köpek ise 16 buçuk saat boyunca bir şey yiyip içmezse soğuk havaya karşı direncini yitirir ve hayatta kalamaz. İnsani değerler taşıyan herkesin bu konuya duyarlılık göstermesi ve evinin, iş yerinin, sokağının, hatta yaşadığı bölgedeki parkların bir köşesine bir kap yemek ve su bırakması insani bir erdem ve sorumluluktur.
Ayrıca yemek restoranları da sokak hayvanları için bazı uygumalar başlatabilir. İstanbul Develi ve Kaşıbeyaz restoranlarında, yemek masalarının üzerinde, “Lütfen yemek atıklarınızın içine kürdan atmayınız, sevimli dostlarımız ile paylaşacağız” şeklinde not bulunmaktadır. Restoranlarda arta kalan yemeklerin sokak hayvanlarına verilmesini sağlayacak benzeri bir uygulamayı Gaziantep’teki Lokantacılar, Kebapçılar, Baklavacılar ve Pastaneler Odası da hayata geçirebilir. Bu şekilde hem yiyeceklerin çöpe atılmasını engelleyerek israfın önünde geçebilir hem de sokakta yaşayan kedi ve köpeklerin beslenme ihtiyacına katkı sunulabiliriz.
Unutmayalım ki sokakta yaşayan kedi ve köpekler bizim yardıma muhtaç sessiz dostlarımızdır...
Bugün 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü...