İslamiyet’i ilk kabul edenlerden biri olan İbn Ümmü Mektûm, sohbetinde bulunmakta sık sık Resulullah' ın huzuruna gelirdi. Bir gün Peygamberimizin Kureyş'in ileri gelenlerine tebliğ vazifesini yaptığı esnada yanına gelerek ondan kendisine Kur'an okumasını istedi. Allah Resulü onunla ilgilenemedi. İbn Ümmü Mektum cevap alamayınca talebini birkaç defa tekrar etti. Isradan rahatsız olan Resul-i Ekrem yüzünü buruşturup konuşmayı sürdürdü. Tam sözünü bitirip yerinden kalkacağı ilahi ikaz geldi." Yanına ama geldi diye yüzünü ekşitip döndü, Nereden bileceksin, belki de o günahlarından arınacaktı. Yahut o öğüt alacak ve o öğüt kendisine fayda verecekti. Öğüde ihtiyaç duymayan kimseye gelince, sen ona yöneliyorsun. Onun inkâr ve kalmasından sen mesul değilsin, Sana koşarak gelen ve Allah'tan korkan kimseyi ise ihmal ediyorsun." Bu hadiseden sonra Hz. Peygamber, İbn Ümmü Mektum' a iltifat ve ikramda bulundu, ona ailesinin ferdi gibi muamele etmeye başladı.