Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de kadına şiddet maalesef haddinden fazla bir şekilde meydana gelmekte.

Yapılan araştırmalara göre her dört kadından biri aile içi şiddete maruz kalmaktadır.

Bu kadınlar dövülmekte, tecavüze uğramakta ve hatta intihara zorlanmakta veya öldürülmektedir. Kadına şiddet, bir insanlık suçudur. İnsan hakları ihlalidir.

Bir erkeğin, stresliyim diye evdeki eşine, kızına, anasına bacısına eziyet etmesi, güya sükunet ve huzur bulmak için eşin e şiddet uygulaması, hatta onu öldürebilmesi, insanın aklının alabileceği bir durum değildir.

Bir erkeğin kendinden fiziksel olarak zayıf durumda olan kadına şiddet uygulaması zaten aklın alamayacağı bir durumdur.

Ki; o kadın, kimlerin ana kuzusuydu. Çocukluğundan, genç kızlık çağına kadar nice emek ve sevgiyle büyütülmüştü. Ana-babası onun üzerine nasıl titremişlerdir acaba.

Bir gün gelipte evlendiği insana emanet etmişlerdir onu. Ona baksın, onu korusun kollasın, ezmesin, kimselere de ezdirmesin diye emanet etmişlerdir fakat ne oldu da, kızını emanet ettikleri erkek o güzelim emanete ihanet edebilmiştir acaba.

Güzel bir örnek vermek istiyorum.Hz. Peygamberimiz hayatı boyunca ne bir hizmetçiyi, ne de bir kadını dövmemiştir.

Kadınların dövülmesini yasaklamış, eşlerini dövenlere ”hayırsız” demiş; ”Gündüz eşini köle gibi kırbaçlayan birisi akşam onunla aynı yatağa nasıl girecek?.Diye hayret de etmiştir.

Dahası da var; ”Sizler yediğiniz şeylerden onlara da yediriniz, giydiğiniz şeylerden onlara da giydiriniz! Kadınlarınızı dövmeyiniz, onlara Allah senin yüzünü çirkinleştirsin diye beddua etmeyiniz ve evin dışında onlara küsüp terk etmeyiniz!’” buyurmuştur Peygamber efendimiz.

Kuran’da, ayet ve hadislerde kadınlarla iyi geçinin demesine rağmen Müslüman bir erkeğin eşine şiddet uygulaması, dinen kabul edilebilir bir şey değildir.

Ayrıca unutulmamalıdır ki, yaptığımız her davranış, bizim basiretimizin göstergesidir. Olgun ve mantıklı bir insan, problemler karşısında çare aramaya, çözüm üretmeye çalışır; şiddet ve kabalıktan uzak durur.

Erkek; toplumdaki geleneğin sunduğu gibi, her zaman haklı ve güçlü değildir. Hiçbir cinsiyet doğuştan ne üstün, ne de kusurlu olarak yaratılmıştır. Bu dünyada yaptığımız her şeyin hesabını mutlaka vereceğiz, kadınlara ve çocuklara davranışımızın da.

Eşine dünyayı cehenneme çeviren birisi, yakasını bu dünyada belki bir şekilde kurtarabilir, ama onun ahretteki ilahi adaletten kaçış ve sıyrılma imkanı yoktur.

Kadınlar önce Allah’ın sonra ailelerinin bizlere emanetidir, bizim tapulu mülklerimiz değildir. Kadınlar sahipsiz değildir elbet.

Onların sahibi, Alemlerin Rabbi olan Cenab-ı Allah’tır ve elbet kadınlara haksız yere eziyet eden, şiddet uygulayan zorbaların cezasını verecektir.