Ben iki çocuk annesi çalışan bir kadınım. Yapmış olduğum meslek fazlasıyla meşakkatli, mesai saatleri belli olmayan bir meslek.
Bu zamana kadar kreş, tam gün eğitim veren anaokulu vesaire derken çocuklarımdan birisini bin bir güçlükle de olsa çok şükür yedinci sınıfa kadar okutabildim. Gücümün yettiği kadar da okutmaya çalışacağım.
Çünkü çocuğuma verebileceğim tek sermaye;EĞİTİM…
Bu sene de doğduğu günden buyana bakıcı ve kreşe muhtaç bir halde bu yaşa kadar getirebildiğim oğlumu anaokuluna yazdırmanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyordum. Hatta okula adapte olmakta zorlanmasın diye de; iki ay kadar da yaz okuluna gönderdim çocuğumu.
AncakMillî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün ”Okul Öncesi Eğitim ile İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 26 Temmuz 2014 Cumartesi günü 29072 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği anda büyük hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.
Daha önceleri eğitim kurumlarında velilerin talep etmeleri halinde çocuklarına tam gün eğitim verilebiliyordu, yeni yönetmeliğe göre ise, anaokullarında artık ikili eğitime geçildi ve bu yönetmeliğe istinaden anaokullarında artık yarım gün eğitim yapılacak.
Ben ve benimle aynı durumdaki tüm çalışan anne-babalara göre Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün ”AnaOkullarında okullaşma oranını artırma!!” adına yapmış olduğu bu değişiklik bir hatadır. Çocuklarımız günün diğer yarısında ne yapacaklar acaba.
Çalışan Anne Babanın çocuklarına illa ki Babaanne-Anneanne veyahut halası ya da teyzesi bakmak zorunda mı bırakılmalı. Ya bunlar yoksa Babaannemiz, Anneannemiz, halamız ya da teyzemiz yoksa şehir dışından gelmişsek veya onlarda çalışmak zorunda kalan kadınlardansa.
Çocuğumuza bakacak kimse yok, yarım gün için bakıcı tutabilecek veya çocuğu özel bir okula gönderebilecek maddi gücümüz de yok ise ne olacak??? Çocuklarımız sokakta mı kalacaklar ve yahut 5-6 yaşındaki çocuk evde tek başına kalabilecek mi??
Üç çocuk yapılması için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlıkların teşvik yaptığı çalışan annelerin önündeki engelleri kaldırılmasının istendiği ülkemizde, Milli Eğitim Bakanlığının bunun tam aksine, çalışan anne babaların çocuklarını gönderdiği okul öncesi eğitim okullarını ikili eğitime dönüştürmesi çok büyük bir tezat olarak karşımıza çıkmakta, hatta bu gibi hususlarda devlet organları arasında bir koordinasyonsuzluk ve bağlantı kopukluğu olduğu hissini de uyandırmakta.
Ülke genelinde anaokulu kayıtlarının neredeyse tamamı yapılmış velilerin kendilerini buna göre ayarlamış oldukları bir dönemde, MEB’e bağlı anaokullarının tamamında yarım gün uygulamasına geçilmesi, bana göre alt yapısı olmayan ve mantıksız bir uygulamadır, okul kayıtlarının bitmeye geldiği bir dönemde bu yapılmamalıydı, eğitim öğretim yılı içerisinde okul yöneticileri ve veliler bilgilendirildikten sonra yapılsa insanlar kendi durumlarınca bir çözüm bulmaya çalışırlardı.
Sadece biz veliler değil; Tam gün kayıt yapan anaokullarının idarecileri de zor durumdalar. Şimdi tek tek öğrenci velilerini arayarak çocuklarının sabahçı ya da öğlenci olacak şekilde eğitim göreceğini açıklamak zorunda kaldılar ve bundan dolayı da velilerden çok büyük tepkiler görüyorlar.
Bazı sorumluluk sahibi anaokulu yöneticileri; biz çalışan anne babalara destek olmak çocuklarımızı ortada bırakmamak adına ‘‘çocuk kulübü”uygulaması adı altında yarım gün normal anaokulu eğitimi alan çocuğun, günün diğer yarısında da okulda kalarak çeşitli etkinlikler ve faaliyetler yaparak yarım gün daha okulda kalmasını sağlamaya çalışıyorlar. Tabi ki bununda bizlere artı bir maliyeti oluyor elbette.
Çocuğun okulda fazladan kaldığı ortalama olarak beş saat için, onlara bakan eğitimcinin ücreti ve yiyecek içecek bedellerini karşılamak üzere saat başı ücret ödememiz gerekecek. Bu uygulama anaokulu idarecilerine fazladan iş yükü bindireceği gibi velilere de fazladan hatırı sayılır bir maliyet çıkaracaktır.
Maddi durumu pek de parlak olmayan ve çocuklarını mecburen devlet okullarına göndermek zorunda olan veliler bunu karşılayamayacaklar elbette.
Bana göre; Anaokullarında okullaşma oranını artırma zihniyetiyle yapılan bu değişiklikle, devlet okullarından özel anaokullarına kaçışların önünü de açmış, insanları buna mecbur kılmış oldu.
Bu durumda olan ve maddi durumları iyi olan birçok çalışan anne ve babalar çocuklarının kayıtlarını devlet anaokullarından sildirmeye başladı.
Bunun yanında yönetmelik değişikliği ile beraber anaokullarında öğretmen ihtiyacı da neredeyse her okulda iki katına çıkacak.
On derslikli bir anaokulunun öğretmen kadrosu on iken, anaokullarında ikili eğitime geçilmesiyle öğretmen ihtiyacı Yirmi’ye çıkacak, ayrıca çocuk kulübü uygulaması yapılan okullarda bu sayı daha da artacaktır.
Geçenlerde Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapan bir memur arkadaş ile bu konu hakkında görüştüm. Kendisine mağduriyetimizin boyutlarını anlattım.
Elbette o arkadaşın elinden gelen herhangi bir çözüm yolu yoktur biliyorum ama bu konuda aldığım cevap o kadar mantıksız geldi ki bana aklım bir türlü almadı. “Aslı Hanım siz sadece çalışan anne ve babaları düşünüyorsunuz kenar semtteki çocukları düşünmüyorsunuz, bizim amacımız daha çok çocuk okutabilmek,(çok çocuk ana okuluna gittiği zaman Gaziantep’ in eğitim kalitesi çok fazla yükselecek sanırım!!!) tam gün okul olursa az öğrenci okutmak zorunda kalırız dedi.
Ama sabahçı ve öğlenci olursa herkes çocuğunu okula gönderebilir” dedi. Daha çok okul yapmak yerine az okula çok çocuk almak çok da mantıklı değil sanırım. Gaziantep’te eğitim gün geçtikçe kötüye gidiyor.
Bakalım daha bizi neler bekliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğü; anaokullarını ikili eğitime geçirerek Maalesef hata yapmışlardır.
Anaokullarının ikili eğitime geçirilmesi için gereken alt yapı oluşturulmadan, öğretmen ihtiyacı analizi yapılmadan, çalışan anne babaların durumu hiç düşünülmeden yapılan bu değişiklik yeniden gözden geçirilmelidir.
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi AVCI ile Temel Eğitim Genel Müdürü Sayın Funda KOCABIYIK’a buradan tüm anaokulu velileri adına yapılan hatanın bir an önce düzeltilmesi için çağrıda bulunuyorum;
Biz Çalışan Anne-Babaların düşürülmüş olduğu bu mağduriyet bir an önce giderilmelidir.
Not:DEVLET OKULLARINDA EĞİTİM ÖĞRETİM GÖRÜRKEN; DEVLETİN VERDİĞİ KATKI İLE ÖZEL OKULLARA KAYIT YAPTIRMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLERİ ”EĞİTİM KALİTEMİZ DÜŞER” DİYEREK KABUL ETMEK İSTEMEYEN, KONTENJANIMIZ DOLU VE YAHUT BAŞKA BAHANELERLE KAYITLARINI YAPMAYAN BAZI ÖZEL OKULLARI VE BU OKULLARIN SAHİP VE YÖNETİCİLERİNİ DE ALLAH’A HAVALE EDİYORUM.