Gaziantep Üniversitesi'ndeki rektörlük savaşını gazeteci gözüyle dikkatlice, kentli gözüyle de üzülerek takip ediyorum.  Öyle gelişmeler var ki, kulislerde öyle şeyler konuşuluyor ki, resmen şaşakalmış vaziyette izliyoruz...
Prof. Dr. Yavuz Coşkun sonrası Gaziantep Üniversitesi'nin hali ortada. Kentle bağı tamamen koptu. Sanayi-Üniversite işbirliği adına bir şey kalmadı. Ali Gür ile yaşanan gerileme döneminin ardından, Arif Özaydın ile birlikte kelimenin tam anlamıyla çöküş dönemi yaşandı. 
Kimilerine göre bu dip noktası gözükse de, bana göre değil. Daha doğrusu, önümüzdeki günlerde yapılacak olan atama, üniversitenin geldiği noktanın, dip noktası olup olmadığını ortaya koyacak.
Eğer ki yine yukarıdan, "Ben yaptım oldu" mantığıyla liyakat göze alınmaksızın, "Benim adamım olsun" diye birileri atanırsa, açık söylüyorum, Gaziantep Üniversitesi'nin hiçbirimizin kabullenmek istemediği bu günlerini bile arayabiliriz.
"Bu enkazı kim temizler" diye düşünülüp, bilim ve liyakat dikkate alınırsa, Gaziantep Üniversitesi için, yaşadığımız süreci dip noktası olarak görebilir, yeni süreci bir atılım dönemi olarak adlandırabiliriz. 
YÖK Başkanı Erol Özvar'ın, Gaziantep Üniversitesi rektör ataması ile bizzat ilgilenmesi atama konusunda beni az da olsa ümitlendiriyor.
Peki rektörlük için son durum ne, kim ne atanır?
Gelen haberlere bakarsak, mevcut rektör Arif Özaydın'ın yeniden atanma ihtimali yok. YÖK'teki mülakatta da, yüzüne bile bakan olmamış. Herkesin mülakatı 7-8 dakika sürerken, kendisinin girmesi ile çıkması bir olmuş. Mülakat için çağrılan adaylara selam bile vermeden, aralarından geçip, içeriye girmiş, yine selam sabah vermeden çıkmış gitmiş...
Adı geçen isim sayısı 7-8'e inmiş durumda.
Her biri için farklı farklı kulisler yapılıyor. Elbette kulis yapanlar da siyasiler...
Ak Parti ve MHP henüz kimin rektör olacağı konusunda uzlaşabilmiş değil. Hatta, Ak Partili siyasiler bile kendi aralarında anlaşabilmiş değiller. Herkesin kafasında A-B planı var.
Geçtiğimiz hafta yapılan toplantıdan da bir sonuç çıkmadı. Bu hafta siyasiler yine bir araya gelecekler ve uzlaşmaya çalışacaklar.
Siyasiler böyle düşünüyorlar ama, bana soracak olursanız, vekillerin hepsi bir isim de birleşse, uzlaşma sağlasa da, son sözü söyleyecek olan Beştepe'nin fikrine bakın derim.
Bu yüzden, Gaziantep'te şu anda rektörlük ataması için yaşanan fırtınayı abartılı bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum. 
Benim için kimin atandığından ziyade, hangi fikrin atanacağı daha önemli. Yukarıda da yazdım, iki seçenek var, ya "Ben yaptım oldu" ya da "Bilim ve liyakat..."
Bakalım hangisi tercih edilecek?