Ramazan ayı, paylaşmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın ayıdır. Sofralar bereketlenmeli, kalpler yumuşamalı, fakirin fukaranın halinden daha iyi anlamalıyız. Ama ne yazık ki, bu mübarek ay bile fırsatçılara dur diyemiyor. Gıda fiyatları aldı başını gitti, özellikle sebze ve meyve fiyatlarında akıl almaz artışlar yaşanıyor. Don olaylarını bahane edenler, yüzde 100’e varan zamlarla vatandaşın cebine göz dikmiş durumda. En büyük zamlar biber, patlıcan, salatalık ve yeşilliklerde yaşanıyor.
Bu mudur ticaret? Esnaf kazanmalı, elbette ki emeğinin karşılığını almalı. Ama ticaretin de bir ahlakı, bir vicdanı olmalı. “Ne kadar vurursam o kadar kâr” anlayışı, ne ticarete sığar ne insanlığa. Unutmayalım, bugün fazla kazanmak için halkın cebine göz dikenler, yarın vicdanın ve ahiretin hesabını nasıl verecekler?
Ticaretin bereketi, sadece kazançla değil, helalle ve hayırla olur. İnsanların ekmeğine, sofrasına, boğazındaki lokmaya göz dikenlerin bu dünyada da, öbür dünyada da huzur bulması zor. Ramazan ayında insanların cepleriyle, sofralarıyla oynamayın! Bugün fazla kazanabilirsiniz ama unutmayın, haram lokmanın sonu hayır getirmez.
Buradan tüm esnafa sesleniyorum: Malınızı kaça alıyorsanız, üzerine makul kârınızı koyup satın. Gözünüzü haksız kazanca dikmeyin. Allah bereketini versin, yeter ki vicdanınızı satmayın!