1933 yılı başlarında Atatürk, Anadolu’nun neredeyse dörtte birini trenle gezmekteydi. Atatürk’ün Gaziantep’i ziyaret tarihi 15 Ocak 1933 tarihinde belli olmuştu. Ata’nın 26 Ocak 1933 Perşembe günü Gaziantep’te olacağı haberi geldiğinden güzel şekilde karşılamak, ağırlamak için hazırlıklar başlamıştı.  Ata’nın treninde mutfak ve aşçı vardı. Ancak dönemin Gaziantep Valisi Akif İyidoğan ve Belediye Başkanı Hamdi Kutlar, çok yorucu bir yolculuk yapan Ata’yı en iyi şekilde ağırlamak için hazırlıklara başlamıştı.

 Atatürk’e yemek Halkevi’nde verilecekti ve yemeğe 200 kişi katılacaktı. Yemekte çorba, kebap, lahmacun ve salatalar olacaktı. Vali ve belediye başkanı bir araya gelerek yemek konusunda tartışırlar. Belediye Başkanı Kutlar; “Atatürk bu yemekleri perhizim der yemezse ne yapalım?” deyince Vali İyidoğan; “Atatürk Bizim Konakta kalacaktır. Bir aşçı tutalım konağımızda Atatürk’e yemek pişirsin” der. Aşçı konusunda ilk akla gelen Külahlı Dede’dir. Dede’yi Valilik Makamı’na çağırırlar. Dede gelir ve ondan yemek yapmasını isterler. Külahlı Dede; “Ben yalnız başıma yapamam” deyince, “Sana yardımcı verelim, kimi istersin?” diye sorarlar. Külahlı dede; “Birecik’te askerlik yapan büyük oğlumu Celal’i getirin, o bana yardım eder” der.

Atatürk Gaziantep’e 1933 yılının Ramazan Bayramı’ndan bir gün önce, saat 11.00’de gelir. Mevsim kışın ikinci ayıdır. Şehirde sebze olarak Seferpaşa kabağı, patates, soğan, sarımsak, turp vardır. Külahlı Dede, sulu kazan yemeği olarak kabaklama, iç pilav, kuru fasulye, salçalı patates, et haşlama, turp salatası, yoğurt ve yemek üstüne tatlı olarak  fıstıklı sarığı burma kadayıf hazırlamıştır.

Halkevi’nde 200 kişilik sofra kurulur ve herkes Atatürk’ü beklemektedir. Gaziantep Mebusu Kılıç Ali Paşa, Atatürk’ün yanından gelerek bekleyen konuklara; “Atatürk biraz rahatsız, yemeğe katılamıyor, hepinizin gözlerinden öpüyor, afiyet olsun” der ve yemek yenmeye başlanır.

Atatürk Vali Akif İyidoğan’ın Eyüboğlu Mahallesi, Eyüboğlu Caddesi’ndeki evinde kalarak, geceyi burada geçirir. Külahlı Dede oğlu Celal ile beraber Atatürk’e yemek yapmaya başlar.

O gece yemekte Külahlı Dede’nin yemeklerini ve sarığı burma fıstıklı kadayıfı çok beğenen Atatürk, Ankara’ya döndüğünde sık sık sarığı burma kadayıf istiyor. Atatürk’e Gaziantep’ten gönderiliyor.

Vali konağındaki sabah kahvaltısında Külahlı Dede, mercimek çorbası, topaç eritmesi, salçalı, sarı yağlı cevizli tarhana eritmesi, siyah, yeşil zeytin, Antep peyniri, tereyağı, haşlanmış yumurta, çay, ekmekten oluşan bir kahvaltı sofrası hazırlar. Atatürk akşam yemeğini ve kahvaltıyı beğeniyor, aşçı Külahlı Dede’yi takdir ediyor.

Aşçıların Şıhı, Mevlevi Dedesi Külahlı Dede,  Gaziantep’in Ulucanlar Mahallesi, Umucanlar Sokağı’nda 1882’de doğdu. Babası Abdülkadir Efendi, annesi Hamide Hanım’dır. Külahlı Dede’nin adı, Mustafa Payat’dır. 1964 yılında 82 yaşında vefat eden Mustafa Payat, Şehreküstü semtinde “Külahlı Dede” lakabıyla anılmıştır.

Külahlı Dede, Osmanlı Dönemi’nin sonlarındaki tüm savaşlara katılmış, Çanakkale Savaşı’ndan “Gazi” olarak dönmüştür. Külahlı Dede, Arapça ve Fransızcayı ana dili gibi bilirmiş, Arap ülkelerinde bulunmuş, buralarda Arapça öğrenmiş, Fransa’ya gitmiş, 6-7 yıl burada yaşamış ve Fransızca öğrenmiştir. Külahlı Dede, yaşadığı dönemde Gaziantep Mevlevi Tekkesi’nin üyesi idi. Buraya belirli günlerde gelir, Sema dönermiş. Mevleviler içinde en iyi Sema dönen kişi Külahlı Dede imiş. Külahlı Dede, sadece en iyi Mevlevi Dedesi değil, Ayıptap’ın en iyi yemek pişiren aşçısıymış. Düğünlerde yemek yaparmış.

Külahlı Dede, iyi üzüm yetiştiren, döneminin en iyi bağcılarından biriymiş. Dedenin 7 çocuğu dünyaya gelmiş, 9 kız, 18 oğlan torunu vardır.

Aşçıların Şıhı, Mevlevi Dedesi Külahlı Dede’yi rahmetle ve hürmetle anıyoruz. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun!..