6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli deprem, 11 Şubat 2023’te BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths tarafından “Asrın Felaketi” olarak ilan edildi. BM Acil Yardım Koordinatörünün “Bu deprem son 100 yıl içinde yaşanan en kötü olay” açıklaması ise depremden kurtulan ailelerin, çocukların barınma, gıda, eğitim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması gibi önemli bir sürecin başladığını belirtiyordu. BM Acil Yardım Koordinatörünün Türkiye’deki depremle ilgili “BM ve temsil ettiğimiz tüm ulusların, halkınızın bu zor zamanında sizlerle dayanışma içinde olduğu söylemek için buradayım” açıklaması, tüm dünya ülkelerinin deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere ekipler göndermek için seferber olmalarını sağladı. Birçok ülke sahra hastaneleri kurdu.
Asrın felaketinin yarattığı maddi ve manevi yıkıcı atmosferin ardından gündemimiz seçimlere odaklanan siyasi bir atmosfere teslim oldu. Depremzedelerin yaşadığı barınma, gıda, eğitim sorunları henüz tam anlamıyla çözülmediği, enkaz altında eşini, çocuğunu veya anne babasını çıkarıp toprağa verenlerin acıları dinmemişken siyasetin birden hayatımızın içine girmesi ve her yere hâkim olması ile acıları bir kenara mı bıraktık? Tüm gücümüzü, ülkemizin tüm imkânlarını depremzedelerin sorunlarını çözmeye yönlendirmemiz gerekirken, siyasetin bir anda hayatımıza girmesi ile yaralarımızı saramadan unutmuş, üstünü örtmüş oluyoruz.
İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil’in başkanlığında, İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanı Dr. Serkan Özmen ve İçişleri Göç İdaresi Dairesi Başkan Yardımcısı Dr. Can Ozan Tuncer’in yönetiminde Afet Sosyolojisi Çalıştay Raporu yayınlandı.
İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 Mart 2023 tarihli “Asrın Felaketinin Sosyolojik Yansıması: Afet Süreçleri ve Sonrasında Çözüm Önerileri Çalıştay Raporu” adlı raporda deprem ve sonrası çözüm önerileri ele alınıyor.
Deprem felaketi ile yaşanan acılarımızın ne denli büyük ve unutulmaz olduğunu gösteren çok önemli bir diğer rapor geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlandı.
2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu’nda asrın felaketinin yol açtığı yıkım kaydedildi. Rapora göre 104 milyar dolara kayıp yaşadık. Asrın felaketinin maddi faturasını gözler önüne seren bu raporda, ülkemizin kaybettiği üretim gücü ve ekonomik değerler yazıldı. 104 milyar dolar kayıp, Türkiye’nin GSYH’sinin, millî gelirinin geriye gittiğini gösteren rakamlar. Bu rakamlar, 2023 yılı GSYH beklentisinin yüzde 10’unu kaybettiğimiz anlamına geliyor.
Raporun en önemli bölümünde ise alınması gereken önlemler sıralanıyor. Bu önlemler şunlar:
“Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) , Türkiye Afet Risk Azaltma Planı ve 81 il için hazırlanan İl Risk Azaltma Planları, görev ve sorumlulukları farklı kurum ve kuruluşlara dağıtan çok aktörlü bir afet yönetimi yaklaşımını içermektedir. Ancak bu planlar her ne kadar çok aktörlü bir nitelik taşısa da; depremin aynı anda 11 ile yaygın olması sonucunda yetki ve sorumluluğun ağırlıklı olarak merkezi yönetimin kontrolünde olmasının getirebileceği aksaklıkları ortaya koymuştur. Afetlerde ve acil durumlarda TAMP’ın uygulanmasına ilişkin yaşanan tecrübeler ışığında güncellenmesi gerekmektedir.”
Deprem sonrasında depremzedelerin ve kamuoyunun gündeminde çok önemli bir yer işgal eden “koordinasyonsuzluk” kavramının Cumhurbaşkanlığının raporunda dile getirildiği gözlenmektedir.
Seçim ve siyasete dayalı gündem, depremzedelerin yaşadığı acıları unutturmamalı. Seçime katılan partilerin deprem bölgesinin yeniden kalkınması ve inşası için şimdiden projeler üretmeleri ve deprem bölgesinin sosyo-ekonomik kalkınmasını öncelikleri arasına almalarının zorunluluğunu dikkat çekmek istiyoruz.