“Geçmiş, Kalbimi Deşen Anılarla Dolu” Pierre Loti
Osmanlı hayat tarzından etkilenen ve birçok kez İstanbul’a gelen Fransız yazar Pierre Loti’nin 1879 yılında yazmış olduğu Aziyade isimli ilk romanı yarı-otobiyografik bir nitelikte olup, gizli bir aşkın öyküsünü konu almaktadır.
Bilindiği üzere İstanbul’un Eyüp ilçesinde Haliç’in eşsiz manzarasının seyredilebildiği en muazzam yer olan “Âşıklar Tepesi” yani “Pierre Loti Tepesi” bu aşkın öyküsü nedeniyle büyük bir öneme sahiptir.
Zira yazarın 1876 yılında İstanbul’a gelerek, ismini kullanmaksızın Aziyade isimli ilk romanını burada kaleme alması ve İstanbul’daki anılarla dolu hayatını saf bir dille okuyucuya aktarması bu eserin etkileyici tarzını ortaya koymaktadır.
Yazar bu romanında İstanbul’da edindiği izlenimlerinden yola çıkarak özellikle Doğu gizemini yansıtmaya çalışmış ve yaklaşık iki yıl boyunca İstanbul’da kalmıştır. Bu süre zarfında bulunduğu bu ülkenin dilini öğrenmiş ve sosyal hayatına katılarak bu ülkenin yaşama biçimini uygulamaya çalışmıştır.
Bu nedenle yetenekli bir gözlemci olan Loti, bu eserinde hayatın geçiciliğinden duyduğu umutsuzluk, aşk ve ölüm gibi temaları buradaki insanlara duyduğu şefkat ve acıma duygusuyla yumuşatmaya çalışmıştır. Dolayısıyla geniş bir okur kitlesinin hayranlığını kazanan yazarın Müslüman-Türk toplumuna duyduğu sevgi ve ilgisinin karşılıklı olduğunu söylemek mümkündür.
Aziyade tam bir Doğu güzeli olmakla beraber, aşkı masum ve hüzünlüdür. Onun Doğu’ya özgü kaderci anlayışı ve aşkı için başına gelebilecek her türlü şeye razı gelmesi eserde ön plana çıkan öğeler arasındadır.
Loti ise iç dünyasında yalnızdır. İstanbul’dan biraz istemeyerek, biraz da bu aşkın bir sonu olmadığını düşünerek ayrılır ve İstanbul’dan ayrılırken şöyle der; “Aziyade’nin umutsuzluğu bana acı veriyor. Umutsuzluğu öylesine derin, öylesine kabullenilmiş ki, karşısındaki taş olsa yumuşar. Ben onun her şeyiydim, hayatta tek sevdiği bendim ve ben de onu bir daha dönmemek üzere terk ediyorum…”
Evet, hayat bazen bizi kaldıramayacağımız kadar acı, hayal kırıklığı ve yapılması mümkün olmayan türlü şeylerle imtihan eder. Nitekim Loti, Aziyade’nin o saf ve masum ruhuna, aşkına kavuşmak için İstanbul’a yeniden dönse de Aziyade’nin izini sürerken onun öldüğünü öğrenir ve bu hayal kırıklığı üzerine, “Bu karanlık toz yığınında her şey bitmediyse, yakında belki öğrenirim ve bunu öğrenmek için ölmeyi deneyeceğim…” der.
Hayatta aşktan başka bir gerçeklik olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa aşkı hissetmenin kolay bir şey olduğunu mu sanıyorsunuz? O halde sonsuz aşkla geçen bu öyküyü okumanız dileğiyle, hoşçakalın.
Not: Nazım Hikmet’e göre Pierre Loti, Aziyade’yi unutan ve onun mezar taşını hedef gibi topa tutan bir Fransız zabitidir. (1925 Nazım Hikmet’in Piyer Loti şiirinden)
Kitabın Adı: Aziyade
Yazarı: Pierre Loti
Yayınevi: Oğlak Yayınları
Sayfa: 219