Türkiye’nin gündemi pahalılık ve fahiş fiyatlar… Ülkede bu konu ne kadar gündemse, Gastronomi Kenti olduktan sonra Gaziantep’te fahiş fiyat ve pahalılık iki kat daha fazla gündem…
Yani, Gaziantep olarak bizler, pahalılığı yaklaşık 10 yıldır hem de en üst seviyeden yaşıyor ve hissediyoruz…
Önümüz Kurban Bayramı. Allah izin verirse, hafta sonu kurbanlarımızı keseceğiz, bayramımızı eda edeceğiz…Artık şuna da alıştık, bayram demek Gaziantep’te, zam demek. Bu hafta, gıda ve konfeksiyon başta olmak üzere tepeden tırnağa her şeyin sebepsiz yere zamlandığını göreceğiz…
Devletin, son bir kaç ayda fahiş fiyatlar ve pahalılık ile mücadele anlamında, hiç olmadığı kadar çalıştığını gözlemliyorum. Bir yandan Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri, diğer yandan Tarım Müdürlüğü, vergi denetmenleri, SGK müfettişleri derken, Gaziantep’in her noktasında, özellikle gıdacılara yönelik denetimler görüyoruz.
Fıstık fiyatları yükseldi, müfettişler hemen GATEM’e baskın yaptı, ceza üstüne ceza yazdı. Baklava yükseldi, baklavacıların tüm faturaları tek tek incelendi, tutanaklar tutuldu, cezalar yazıldı…
Bunlar olması gerekenler…Devlet, pahalılık ve fahiş fiyatla mücadelede elindeki ceza kozunu kullanarak, işletme sahiplerini yola getirme yöntemini tercih diyor…
Bu denetimlere tabi ki, bir de işletmelerin gözüyle bakmak gerek. Hangi işletme sahibiyle konuşsak, maliyetlerin artışından, giderlerin yükselmesinden, kar marjlarının gerilemesinden şikayetçi. Onlar da haksız sayılmazlar…
Özellikle tatlıda işçilik maliyetlerinin nerelere tırmandığını çok iyi biliyorum. Tabi, kalifiye eleman bulabilirsen. O da ayrı bir dert…
Kaldı ki şu da var…
Çarşıda 300 TL’ye de 200 TL’ye de baklava, tatlı var. İyi de iş yapıyorlar. Ne garip ki, fiyatların yüksekliğinden şikayet edenler, bir kez bile o baklavalardan alıp yemişler midir veya evlerine götürmüşler midir acaba?
Bu yüzden, fiyatları eleştirirken, arz-talep dengesini doğru analiz etmek gerektiğini düşünüyorum…
Gaziantep'te, baklavacıları her fırsatta en ağır şekilde eleştiren, fırsatçılıklarını sürekli yazan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki, fiyat meselesinde değil ama, itibarsızlaştırma konusunda baklavacılara yanlış yapılıyor. Bunu da söyleyeyim...
Pahalılık ve fahiş fiyatlar üzerinden, bir de Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nun çıkışlarını takip ediyoruz. Vatandaşın her şeyi en uygun fiyata alabilmesi için uğraştığı çok açık ortada…
Önce çimentocuları uyardı. OYAK ile görüştü, beton santrali için harekete geçti. Tahmazoğlu başkan fiyatlar düştü diyor ama, inşaatçılar hiçte öyle demiyor. OYAK fiyatları aşağıya çekse de, diğerlerinde çimento ve beton fiyatları hala aynı yerinde…
Ardından kurbanlık meselesine el attı. Ucuz kurbanlık getirdiğini, 200 ile 210 TL arasından satışa sunacağını açıkladı. Piyasaya yansımasını bu hafta göreceğiz.
Son olarak baklavacılar ve lokantacıları uyardı… İyi de etti…
Amaaaaaa….
Merak ediyorum, Şahinbey Belediyesi’ne ait Mecidiye Han’da bir kahve fiyatı ne kadar?
Veya daha kritik soru şu? Şahinbey Belediyesi, Hacı Muzaffer Bakbak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine, Mecidiye Han’da kendi ürettikleri baklavaları satmaları için yer verdi. Kilogramı da 500 TL’den satılıyor. Şahinbey Belediyesi, şehir dışına, çoğunlukla da Ankara’ya baklava gönderirken, baklavayı kilogramı 1000 TL’den satan malum baklavacılardan mı alıyor, yoksa 500 TL’ye satan öğrencilerden mi?
Şahinbey kadar, Büyükşehir ve Şehitkamil'e de iki kelam edelim...
Umut Yılmaz Kent Lokantası açtı 3 çeşit yemeği 45 TL'ye veriyor.
Büyükşehir kent lokantasında 3 çeşit yemek 40 TL. Fatma Şahin, belediye bünyesindeki işletmeleri kiraya vermek için hazırlık yaparken, diğer yandan kent lokantası fikri bu proje ile ne kadar uyuşuyor anlayamadım...
Şahinbey de galiba benzer uygulamaya gidiyormuş.
21. Yüzyıla geçtik ama, yerel yönetimlerimizin kafası galiba 1990'lı yıllarda, Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nde kaldı. KİT'leşmek istiyorlar.
Kent lokantalarının, kısa vadede vatandaşa ucuz yemek sağlarken, orta ve uzun vadede iş ve istihdam kaybı ile özellikle orta ve alt gelir grubuna zarar verici boyuta geldiğini hepimiz göreceğiz...
Sözün özü, pahalılık ve fahiş fiyatla sonuna kadar mücadele edelim, fırsatçıya prim vermeyelim, keyfi zamlara tepkimizi koyalım, gerekirse bir süre yemeyelim, almayalım…
Ama, bunları yaparken günü birlik değil, uzun vadeli kalıcı çözümler üzerinden gidelim…